Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Denenemeyenler: Acımak
Sınıfımızda bi' kız var. İlçeden merkeze geliyor üniversite için. İlk sene birkaç kız arkadaşı vardı. Bir grubun içindeydi. Benim de nadir de olsa bi' muhabettim olurdu onunla. Ama pek de muhabbet edebileceğim biri olmadığını idrak etmiştim. Sonraları bazı mevzular dönmeye başladı. Kız, sınıfımızda çocuğun birinden hoşlanmaya başlamıştı. Ama çocukla bu kızın birlikteliğinin olma ihtimali tamamen sıfırdı. Bunu da gayet iyi biliyordum. Zaten aklıselim olan kimse ihtimal veremezdi. Keza çocuk pezevengin -üslubumun kusuruna bakmayınız- önde gideniydi. Kız saftı. Ve çocuğa özelden mesajlar atmıştı. Rahatsızlık vermek istemediğini, ama kendisine çok değer verdiği, saydığı bir insan olduğu konusunda bir içeriğe sahipti attığı mesaj. Devamını bilmiyorum. O zamanlar arasının iyi olduğu kız arkadaşlarından ricada bulunarak, üsteleyerek çocukla aynı ortamda bulunmaya çalışıyordu. Ama onlar bu durumdan çok sıkılmıştı. Ki, zaten faydasızdı. Sonunda kendisi de anlamıştı. İşin asıl trajik kısmı bunun son olmamasıydı. Kız sınıfımızda bulunan hemen hemen her erkeğe karşı bi' ilgi beslemişti. (Buna ben dahil değildim -öyle umuyorum- çünkü tavırlarıma dikkat ederim, samimiyet kuramayacağımı düşündüğüm insanlara ya da ortama karşı sessiz kalırdım). Bunu öğrendikten sonra kendi arkadaş grubumda bunun epey dalgası dönmüştü. Maalesef ortak olmuştum. Zaman zaman vicdani bir sızlama gelip gitse de, çoğu zaman ortak olmuştum. Kızın normalde sıkı fıkı olduğu arkadaşlarıyla arası bozulmuştu. Dışlanmıştı.Tavırları tutarsızdı. Yetiştirilme tarzı, aile baskısı maalesef hemen hemen hepimizde olduğu gibi onun da psikolojisini etkilemişti. Ama pek farkında değil gibiydi. Neyin ilgi, neyin arkadaşça olduğunu ayırt etmekte güçlük çekiyordu. Açıkçası bu "ilgi besleme" mevzusu yüzünden ben de ondan uzak durmaya başlamıştım. Zaten pek bi' muhabbetim yoktu ama göz teması kurmamaya kadar dikkat eder olmuştum. Zaman zaman halâ dalga geçilir arkadaş grubumda. Gülünüp geçilse de üzülürüm her seferinde. Ama bir yerde de acımamalıyım diyorum kendi kendime. Çünkü yalan yanlış şeyler söylerek birilerini doldurduğunu, birilerinin arasını bozmaya çalıştığını işitmiştim. Her halükârda sağlıklı değildi. Acıyıp, acımamanın bir önemi yoktu. Yardım edilmeliydi. Ciddi manada yardım etmeyi, bir nevi psikolojisi üzerine dolaylı yoldan konuşmayı düşünsem de asla icraate geçemeyecektim. O ortamı da yaratamayacaktım. Açık bir şekilde, özel olarak konuşma fikriyse... Bilemiyorum yanlış anlaşılabilirdim. Hem zaten cesaretim de yok. Şimdilerde birkaç konuştuğu arkadaşı var. Ama yine de bazen yüzünden "dışlanmışlığın, istenmemişliğin" izlerini görebiliyordum. Ve insan olmaktan nefret ediyordum.
·
159 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.