Gönderi

Belirli bir ülkenin tarihini anlamaya çalışırken, karşılaştırmalı bir bakış açısı benimsemek, çok yararlı ve bazen de yepyeni sorular sormaya yolaçabilir. Böyle bir · yaklaşımın başka yararları da vardır. Karşılaştırmalar, kabul edilmiş tarihsel açıklamaların geçersizliğinin ilk ipuçlarını verebilir. Aynı zamanda, karşılaştırmalı yaklaşım, bizi yeni tarihsel genellemelere götürebilir. Aslında bu yaklaşımlar belli bir düşünsel sürecin parçalarıdır ve bu tür bir çalışmanın, birbirinden kopuk, ilginÇ bazı olayları biraraya getirmenin ötesine gitmesini sağlar. Örneğin, Hindistan köylülerinin ondokuzuncu ve yirminci yüzyıllar boyunca en az Çinli köylüler kadar maddi sıkıntı içinde yaşadıkları halde, kapsamlı bir devrimci eyleme yönelemeyişlerini görmek insanı, bu iki toplumda olup bitene getirilen geleneksel açıklamalara kuşkuyla bakmaya yöneltir ve genel bazı nedenler bulma umuduyla; başka toplumlardaki köylü ayaklanmalarını hazırlayan etmenleri yakalayabilmek için uyanık olmaya iter. Ya da ondokuzuncu yüzyıl ile yirminci yüzyıl başı Almanya'sında tarım ve endüstri elitleri arasında kurulan ittifakın, o çok tartışılmış "demir ile çavdarın evliliği"nin demokrasi üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurduğunu öğrendikten sonra insanın, demir ile pamuk arasında kurulan benzeri bir evliliğin ABD'de İç Savaş'ın patlamasını neden önleyemediğini sorası gelir; ve böylece, çağdaş batı demokrasisinin kurulmasına elverişli ve elverişsiz ittifakların belirlenmesi yolunda ileri bir adım atılmış olur. Ancak, karşılaştırmalı çözümlemelerin belirli örnekler üzerinde ayrıntılı incelemeler yürütmenin yerini tutamayacağı da açıktır.
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.