Gönderi

192 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Yusuf Atılgan’dan okuduğum ilk kitap Aylak Adam oldu. Çağdaş Türk edebiyatı içerisinde büyük bir öneme sahip olan yazarın bu kitabı ilk başlarda okuyucuyu alışkın değilse eğer biraz zorluyor. Çünkü yazım tekniği olarak bilinç akışı ve ilahi bakış açısı kullanılmış. ( İngiliz edebiyatından Virgina Woolf’u hatırlattı bana ) Kahramanımız Bay C. entelektüel, zengin, sanatsever bir insan ama eksik bir şeyler var. Arıyor, bulamıyor ya da bulduğunu farkedemiyor... Dünyayı sallanan korkuluksuz bir köprüye benzetiyor, kendini bu dünyaya bağlayacak bir tutamak arıyor. Bu kişiden kişiye değişiyor. Mesela kimine göre zenginlik, kimine göre iş, sanat ve bazen bir çocuk... Bay C. ise gerçek sevgiyi arıyor. Birbirlerine yeteceğine inandığı, onunla aynı düşünen, duyan ve seven bir kadın arıyor. Çocukluğundan kısa bir kesit anlattığı bölümde aslında kahramanın iç dünyasını çözmeye ve psikolojik arka planı görmeye başlıyoruz. Benim için okuması başlarda biraz kafa karıştırıcı olsada sayfalar ilerledikçe kurgu bütünlüğü oturuyordu ve Türk bir yazardan bunu deneyimlemek güzeldi. Birbirinden manalı alıntılar ise en keyifli yanıydı “Acelem yok benim, biliyorsun. Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.” “Yoksa dünyada olmayanı mı arıyordu?” “İnsan geçmiş bir olayı kafasından kazıyıp attığını sanıyor. Değil. Tortuya benzer bir kalıntı var.” "Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?" “ Gerçek olan içimdeki bu boşluk mu? Değil! Bir şey var, ama eksile eksile var.” “Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır.”
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960k okunma
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.