Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kürk Mantolu Madonna
Hafsa kabanının iplerini bağlayıp turuncu şapkasını kumral saçlarının üzerine geçirdi. Ders kitaplarını da eline alarak sınıfından çıktı. Yine onun açısından çok keyifli olan bir dersten çıkmıştı. Edebiyat okumaya bayılıyordu. Kampüsünün olduğu binadan çıkıp çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Dışarıda en sevdiği hava olan sonbahar vardı. Kütüphaneye giderken ağaçlardan yere düşmüş yapraklara bilerek basıyor ayağının altında çıkan çıt sesinden oldukça mesut oluyordu. Havanın kapalı olması onu mesut eden durumlardan bir diğeriydi. Sonbahar en sevdiği mevsimdi. Sonbaharın getirdiği renklere ise ayrı bayılıyordu. Bu turuncu şapkasından oldukça belli oluyordu. Lakin bugün diğer günlere göre biraz daha hızlıydı. Kitapçıdan alması gereken bir kitap vardı. Bitmeden yetişmesi gerekti. Okulundan çıkıp hızlıca yokuş aşağı yürümeye başladı. Yerler onlar dersteyken yağmur yağdığı için ıslaktı. Başka zaman düşme korkusu yüzünden yavaş yavaş indiği bu yokuşu bugün hiç de dikkat etmeden iniyordu. O kitabı almak istiyordu. Aylardır o kitabın çıkmasını bekliyordu. Kitapçı öğlen dört gibi kitabın kitabevine geleceğini söylemişti. Bunu bir aydır söylüyordu, Hafsa artık kandırılmaya başlandığı bile düşünmeye başlamıştı lakin o tatlı umudu pes etmesine izin vermiyordu. Yokuşun sonun kitapçıların başladığı sokağa çıkıyordu. Okuldan çıktıktan sonra Hafsa’nın çoğu zamanı bu kitapçılarda geçiyordu. Çok seviyordu buraları gezmeyi, tekrar tekrar aynı kitapları incelemeyi bayılıyordu. Birçoğu kitabı dilinden dolayı hala tam okuyamıyordu ama olsun. Sayfalarını çevirmek ve o sayfalarda birilerinin hayatlar bıraktığını bilmek Hafsa’yı mutlu ediyordu. Hafsa sonunda gözünde büyüyen o yokuşu bitirip sokağa vardı. Hiçbir yere girmeden doğrudan bir aydır gittiği kitapçıdan içeri girdi. Turuncu beresini saçlarından aşağıya çekerek çıkardı. Girer girmez burnuna eski kitap kokuları dolmuştu bile. Bu Hafsa’nın yüzünün gülmesine sebep oldu. Kulaklarına plaktan bir melodi dolduruyordu. Bu melodiyi daha önce de duymuştu lakin adını bilmiyordu. Kitabını aldıktan sonra kasadaki adama melodiyi sormayı aklının bir köşesine not etti. Kitapların arasında oyalanmadan doğruca kasaya gitti Hafsa. Kasada tezgahtar ve uzun boylu bir adam konuşuyorlardı. “İyi günler efendim. Acaba Sabahattin Ali’nin son çıkan romanı Kürk Mantolu Madonna bugün elinize ulaştı mı?” diye sordu bütün nezaketiyle. Onun sorusuyla beraber yanındaki adamın da bakışları ona döndü. Hafsa adamın yüzüne dönüp utangaç bir bakış attı ve önüne döndü hemen. Adamın elindeki onun istediği kitaptı. Demek ki istediği kitap gelmişti. Bunun mutluluğuyla gülümseyerek tezgahtara baktı Hafsa. “Bir tane gelmişti. Onu da bu delikanlı aldı.” Dedi tezgahtar adam. Hafsa’nın gülümsemesi yüzünde soldu. “Öyle mi?” diyerek yanındaki adama döndü Hafsa. “Anladım, teşekkür ederim. İyi günler.” Diyerek kitapçıdan çıktı. Aylardır beklediği kitabı beş dakikayla kaçırmıştı. Bu durum epey üzülmesine neden oldu. Bu kitap için uzun zamandır para biriktiriyor babasından aldığı harçlıklara asla dokunmuyordu. Üzüntüyle kitaplarını daha çok göğsüne çekip kaldırımda yürümeye başladı. Dolmuş durağına gelince ayakta dikilerek dolmuşu beklemeye başladı. O sırada ayağının dibine bir kedi yavrusu geldi. Aynı onun saçları gibi kumral renginde tüyleri vardı. Normal zamanda Hafsa bu kedi için çantasından ekmek çıkarıp verirdi lakin şu an oldukça üzgündü. İçinden kediden özür dileyerek onu görmezden gelmeye çalıştı. Bunda çok başarılı olamadı. Kedinin ona alttan alttan bakmasına daha fazla dayanamayarak dizlerinin üzerinde çöküp çantasından ekmek parçası çıkardı. Bu ekmek parçasını kediler için yanında taşıyordu. Sokakta gördüğü her kediye az bir şey koparıp veriyordu. Havalar iyice soğuduğundan bu ekmek parçası kediler için büyük bir nimetti. Kedi için ekmeği tek eliyle birazcık ufalayıp dolmuş durağının direğinin kenarına koydu. Ardından çömeldiği yerde kalkıp ayakta dikilmeye devam etti. “Madam.” Hafsa sesin geldiği yöne doğru baktığında bir adam ona doğru geliyordu. Başta bu beyefendiyi tanıyamadı lakin ardından onun kitapçıdaki istediği kitabı alan olan kişi olduğunu elindeki kitaptan anladı. “Madam.” Diyerek adam Hafsa’ya yaklaştı. Aralarında biraz mesafe vardı. Hafsa adamın doğrudan gözlerine bakmamaya çalışıyordu. Zira durakta oturan yaşlı teyzelerin ilgisi çoktan onlardan tarafa dönmüştü. “Alın Madam.” Dedi beyefendi ve elinde tuttuğu Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna eserini Hafsa’ya doğru uzattı. Hafsa kaşlarını çatarak ona uzatılan kitaba baktı. Ardından beyefendinin suratına… “Nedir bu?” diye sordu Hafsa. Hala adamın gözlerinin içine bakamıyordu. “Kitabı alamadığınızı öğrenince çok üzüldünüz. Lütfen… Sizin o üzgün halinizi gördükten sonra bu kitabı ben alamam. Lütfen siz alın bu kitabı.” Diye mırıldandı beyefendi. Hafsa nihayet adamın yüzüne net bir şekilde baktı. Siyah saçları çok hafif dağılmış, yanakları al al olmuştu. Bal rengi gözlerinin etrafı tebessüm ettiği için kısılmıştı. Üstündeki kazağı Hafsa’nın şapkası rengindeydi. Kabanları da aynı renkti. “Ben… Ben bunu kabul edemem.” Diyebildi Hafsa sadece. Adamın tebessümü dudaklarında kaldı. Bir adım daha attı Hafsa’ya doğru. “Lütfen Madam. Çok üzüldünüz alamayacağınızı öğrenince. Şu an eğer bu kitabı almazsanız ben üzüleceğim. Lütfen kabul edin ve alın bu kitabı.” Hafsa tereddütle tekrardan adamın gözlerine baktı. “Eğer bu kitabı benden almazsanız beni çok üzeceğinizi söylemek isterim.” Diye mırıldandı. O sırada durağa dolmuş geldi. Durakta oturanlar kalkıp dolmuşa binmek için sıraya girdi. Hafsa’nın da bu dolmuşa binmesi lazımdı. “Hadi Madam alın. Bakın dolmuşu kaçıracaksınız şimdi.” Hafsa son bir kez adamın gözlerinin içine bakıp utanarak kitabı aldı. “Teşekkür ederim.” Diyerek hızlıca dolmuşa ilerledi ve bindi. Cam kenarından bir koltuğa oturdu. Dışarıdan baktığında beyefendinin dolmuşun dışından onun oturduğu yere bakıp gülümsediğini gördü. Dolmuş hareket etmeye başlayınca Hafsa bakışlarını camdan çekip kucağında duran Kürk Mantolu Madonna kitabına çevirdi.
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.