Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

19.04.2024
Bu gece içtiğim kaçıncı kahve saymadım. Pek de kahve sevmem aslında. Ama nedense bugün hem kahve hem de sigara ihtiyacım varmış gibi hissettim. İhtiyacımı fazlasıyla aldım galiba. Kahvenin tadından mı olsa uykusuz kalmak istediğimden mi olsa pek anlam veremedim. Ama nedense tadı bir cazip geldi. Bilirsin çay severim ben. Demlediğin zaman bile taa öteden kokusu gelen kaçak çayı severim. Rengine baktığın zaman bir emek, bir zorluk, bir fedakarlık gördüğün kaçak çayı severim ben. Nerden geldi aklıma bilmem ama bu gece senin olmazını düşündüm. Senin olurunu düşünen ben ne olduysa bu gece de olmazını düşündüm. Olurunun mutluluğunun bana yetmesine bile doyduğum ben bu gece olmazını düşündüm. Duygular ile hareket etmek mantıklı değil derler ama ben inanmıyorum buna. Hangi çocuk mantığı ile hareket etmiş de mutlu olmuş. Ben büyüdüm ve hala bazı konularda mutluluğumun etkisini mantıksız düşüncelerim sayesinde olduğunu biliyorum. Duygularım mutlu olmama izin veriyor, mantığım ileri görüşlü olmama. Ben ileri görüşlü olmak istemiyorum ki mantığım ile hareket edeyim. Ben mutlu olmak istiyorum abi. Ben biraz çocuk olmak istiyorum. Ben seni düşünerek mutlu olmayı seviyorum. Ama senin beni sevdiğini bildiğim vakit. Ama senin güçlü olduğunu bildiğim vakit. Zor günlerinde yanında olduğun zaman sevgini göstermiş olursun derler ama bu zor zaman değil. Bu korkaklık, bu istememek, bu yaşadığın kötülüklere seni alıştırıp da benden bulmadığın için beni istememen. Sen sevmeyi sevmiyorsun ki sen yaşadığı kötü olaylara alışıp onları yaşamadığın zaman huzursuz oluyorsun. Sen mutlu iken mutlu olmuyorsun, sen kötü insanlara alışmıssın ve ben iyi olduğum için benden rahatsızsın. Çünkü seni, alıştığın duygulardan ve alıştığın düşüncelerden almamdan korkuyorsun. Bundan korkmalısın. Çünkü seni o kötülükten çıkarırdım eğer senin olsaydım, eğer benim olsaydın. Ama benim değilsin, ama senin değilim. Ben hep seni iyileştirmeye çalıştım. Kendi yaralarımı yok sayıp seni iyileştirmeye çalıştım. Aynı şekilde sen de beni. Ben iyileştiğim için mutlu ve huzurluydum. Ama sen değil. Sen iyileşmek istemiyorsun ki. Kansere yakalanmış da tedavi olmak istemiyor gibisin. Hayır, kansere yakalanan benim ve iyileşmek için elimden geleni de yapıyorum, aynı şekilde sen de bana yardım ediyorsun. Çünkü ben iyileşmek istiyorum. Sen çakıllı yollara alışmışsın. Seni sahil kenarında yürüttüğüm zaman beni sorgulamaya başladın, sahilin kumunu sorgulamaya başladın. Neden ayaklarıma batmıyor bu kum? Halbuki çakıl taşları ayaklarıma batardı. Canımı yakardı ama ben onlara alıştım dersin. Neden beni ordan aldı? Halbuki orası kötüydü ama beni böyle güzel bir yere getirdiyse elbet bir şey içindir diye düşündün. Evet seni oraya götürmemin bir sebebi var. Senin canının yanmasından rahatsız ve huzursuz oluyordum diye seni sahil kenarına getirdim. Koşarken çakıl taşlarından canının yanmaması hoşuna gitti, seni mutlu etti, hafifletti, bıraksalar kuş olup uçacaksın, çocuk olup koşacaksın. Ama koşmayı bıraktığında yürümeyi bile bırakıyorsun. Değil yerinde sayıklamayı, geriliyorsun, arkanı dönüp koşmaya başlıyorsun, çakıl taşlarından ne kadar nefret etsen de onlara doğru koşmaya başlıyorsun. İzin vermesem de çocuk gibi oturup dizlerini göğsüne doğru çekip hüngür hüngür ağlıyorsun. Düşünürsün, çakıl taşlarını düşünür ve aya doğru bakarsın. Sanki elini uzatsan ayın çukurlarına doğru uzanıp orada yürüyeceksin. Bunu istiyorsun aslında ama gelen dalga sesleri huzurunu sana kaptırıyor. Boş bir kağıda yazıp da söylemek istediklerimi sana gönderdim. "Bana izin ver seni sahil kumlarına alıştırayım." Kağıtta yazan bu cümleler sadece. Islanmasın diye şişe cam içinde gönderdim. Olur da su damlası değerse ıslanıp okunamaz hale gelir diye. Olur da kumlara karışır da kaybolur diye, olur da martılara yem olur diye. Korktum, sana ulaşamamasından korktum. Ayı bekçi yaptım geceye seni karanlıktan korusun diye, güneşi bekçi yaptım gündüze, seni karanlık aydınlıktan korusun diye, denizi bekçi yaptım sana seni benden korusun diye. Gerek var mıydı bilmiyorum ama yaptım. Deniz görevine en sadık olan oldu. Hatta onu en çok destekleyen de sendin. Karanlıktan değil, aydınlık karanlıktan değil benden korunmayı seçtin. Bu kadar karanlık olduğumu bilmiyordum gerçekten. Ama ne yapabilirim ki. Denize o görevi veren bendim. Görevine çok sadık kaldığı için kızgın ve kırgınım. Yüzmeye çalışsam yutup boğacak beni. Yüzme de fayda etmiyor...
·
278 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.