Gönderi

272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
KARDEŞ ve VEZİR KATLİNİ BAŞLATAN, CESEDİ KOKAN PADİŞAHLA İLGİLİ İNCELEME
Tursun Bey, Fatih'in Tarihi adlı bu çalışmasında 1442 – 1488 yılları arasını kapsayan 46 yıl anlatmaktadır. Ve gerçekten kısa, öz, abartısız, akıcı bir anlatımdır. Fakat tabi Osmanlı tarihi demek hep kan, gözyaşı, yağma talan, işgaller, haksızlıklar, hukuksuzluklar tarihidir aynı zamanda. Zaten yağma, talan dönemi sona erince de Osmanlı’nın çöküşü başlamıştır. Bu sadece Osmanlı’ya özgü bir durum mudur? Elbette hayır. Tüm insanlık böyledir fakat ben ne zaman Selçuklu ve Osmanlı tarihi okusam, bağrıma ağrılar girer, nefesim daralır, bunalırım. Tursun Bey’in kan, gözyaşı, işgal ve gaspları öyle bir sevinç ve mutlulukla anlatışı var ki, beni bu da çok şaşırtıyor. Fatih, ilk tahta geçtiğinde ve İstanbul’un fethi sırasında sergilediği tutumlarını bahane ederek Çandarlı Halil Paşa’yı zindana attırdı, gözlerine mil çektirdikten sonra da 10 Temmuz 1453 tarihinde Edirne'de idam ettirdi. Fakat tabi ki asıl sebep Fatih korku ve dehşet salarak halka ve çevresindeki mülki erkâna boyun eğdirme, otoritesini pekiştirme gayretiydi. Bu ve takip eden Rum Mehmet Paşa (1470) ile Veli Mahmut Paşa’nın (1474) da katiliyle otoritesini sağladı ama Osmanlı’da ilk vezir katilini başlatarak ta Menderes’in katiline kadar uzanan kesintisiz bir hukuksuzluk, zorbalık ve cinayetler dönemini de başlatmış oldu. Çandarlı II. Halil Paşa’nın katli, utanç sahneleriyle doludur ve tarihimizin en utanılası cinayetlerinden birisidir. Zira Çandarlı önce Yedikule’de Altın Kapı’da kırk gün hapis edilecek, sonra gözlerine mil çekilerek idam edilecektir. Var mıdır bunun izahı! Madem idam edeceksiniz, zindan ve gözlerine mil çektirmek! Çandarlıların devletin ve hanedanın bekasından başka bir gayeleri, bir hayatları mı oldu ki, bu neyin kini ve nefreti? Mahmut Paşa’nın idamı ise, yine günümüzde de devam eden devlet içi karanlık ilişkiler yumağına benzer bir hadise sonucu gerçekleşmiştir. Şehzade Mustafa Karaman'da sancak beyi iken 1474'te esrarengiz bir şekilde ölmüştür. Sadrazam Veli Mahmud Paşa'nın hanımı ile gizli ilişki yaşadığı için paşa tarafından zehirletildiği ve buna bağlı olarak Fatih’in Veli Mahmud Paşa'yı idam ettirdiği rivayet edilir. Fatih’in ‘‘Ve her kimseye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların Nizâm-ı Âlem için katl eylemek münasiptir. Ekser ûlema dahi tecviz etmiştir. Anınla amil olalar.’’ fermanı ise, günümüze kadar uzanan ve son zamanlarda hız kazanan karanlık, kanlı, hukuksuz, adaletsiz tarihimizin bir özeti gibidir. “Tarihini doğru kaynaklardan okuyarak öğrenmeyen milletlerin ancak günübirlik bir hafızası olur ve olayları yerli yerine koyamaz, hadiseleri doğru değerlendiremez” tespiti sanki bizim için söylenmiş gibidir. Tarihimizi Osmanlı padişahlarını ilahlaştırmakla kendini görevli sayan tarihçilerimizden değil de, öncelikle böyle birincil kaynaklardan öğrenmeliyiz diye düşünüyorum. Yaşadıklarını yazan biri olan Tursun Bey’in bu kitabını okuyarak, tartışmalı olan iki konunun kesin doğrularını öğrenebilirsiniz. Bunlardan birincisi: Çandarlı’nın işkence ile idamı İstanbul kuşatmasındaki tutumu değil, devletin bekası için Fatih’in tahtı babasına bırakmasına öncülük etmesinden kaynaklı kin olduğunu açıkça yazmaktadır Tursun Bey. İkinci olarak ta, Fatih’in ölümü ile ilgili zehirlenme iddialarının asılsızlığı. Zira burada açıkça görülüyor ki, Fatih zaten rahatsızdır ve ölmeden önce herhangi bir zehirlenme belirtisi görülmemektedir. Eserin dilinin ağır olması konusuna gelince: Bu elbette okuyucunun kelime dağarcığının zenginliği veya zayıflığı ile ilgili olsa da, bu katabı anlamayacak kadar Türkçesi zayıf olanların, bir an önce bu tür kitaplara yönelmesi her halde en doğrusu olsa gerek. Zira, kitabın ekinde 18 sayfalık açıklayıcı dipnot ile 16 sayfalık da bir sözlük vardır ki, bu kitabı okumak kelime dağarcığınızı geliştirmek için de eşsiz bir fırsat sunar okuyucuya. Sonuç olarak: II. Mehmed'in, iki bin yıllık Roma İmparatorluğuna son veren eşine az rastlanır bir fatih olduğu gerçeği önümüzdedir. Lakin, ne hazindir ki, böyle bir kahramanın cesedi taht kavgalarından ötürü unutulmuş ve kokmuştur. Vezir ve kardeş katli de ondan bize kalan acı ve ibretlik miraslardır. Başka türlüsü ve daha iyisi mümkün müydü? Elbette bu çok uzun ve ayrı bir tartışma konusudur. Bu kıymetli eser biterken, “Fatih o fetihlerin hiçbirini yapmasa da, keşke bize adil bir hükümdarlık, eğtimli ve ahlaklı bir nesil mirası bıraksaydı” demeden edemiyorum? Okuyarak kalın.
Tarih-i Ebü'l- Feth
Tarih-i Ebü'l- FethTursun Bey · İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları · 197725 okunma
·
101 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.