Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ahh Romeo
Romeo: Yarayla alay eder, yaralanmamış olan. Bak nasıl da sararıp soluvermiş Tanrıça kederden Sen ondan çok daha güzelsin diye. Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan, Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi, Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan: Biz dönünceye dek siz parıldayın, diye. Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde; Utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı, Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı. Öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte, Gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı. Bak, nasıl da dayamış yanağını eline! Ah, eline giydiği eldiven olaydım da Dokunaydım yanağına. Juliet: Aaah! Romeo: Konuşuyor. Ey parlak melek, konuş yine! Sen göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye; Cennetin kanatlı ulağısın başımın üstünde, Tıpkı ölümlülerin hayretle açılan gözlerine göründüğün gibi. Tembel bulutlara binip uçarken o havanın kucağında, Onu seyreden insanlar gibi hayranlıkla, Öylece bakıyorum ben sana. Juliet: Ah, Romeo, Romeo! Neden Romeo'sun sen? Romeo: (Kendi kendine) Daha dinleyeyim mi, yoksa açılayım mı ona? Juliet: Benim düşmanım olan adındır yalnızca Sen sensin, Montague olmasan da. Hem Montague nedir ki? Ne eli bir erkeğin, Ne ayağı ne kolu, ne yüzü ne de başka bir parçası. N'olur başka bir ad bul kendine. Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile Kokmaz mı aynı güzellikte? Romeo'nun da adı Romeo olmasaydı, Kusursuzluğundan hiç bir şey kaybolmazdı. Romeo, bırak, at bu adı! Senin parçan olmayan Bu ada karşılık al bütün varlığımı. Romeo: Alıyorum öyleyse sözünü dinleyerek. "Sevgilim" de ki, vaftiz olayım yeniden; Romeo değilim bundan böyle ben.
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.