Kitabı kaç kere okuduğumun bilgisi yavaş yavaş siliniyor hafızamdan. Her sene bir defa ziyaret ettiğim yakın bir dostum olmaya başladı. Her ziyaretimde başka bir iz bırakıyor bende. Conrad'ın romancılığının yanı sıra denizcilik hayatında kafasında oluşmuş Afrika kıtasını imgesel biçimde, Marlow karakteri üzerinden, çeşitli spekülasyonlara sebebiyet veren ve çoğu kritikler tarafindan farklı yorumlanmış bir taraflılık ve öznellikle anlattığı bu kitap; gözünü kapattığı zaman bile hayal etmek istemeyeceği bir evrenin içine düşüp her daim gözleri sonuna kadar açık yaşamak zorunda kalan bir karakter üzerinden yürüyor. Salt bir sömürü manifestosundan ziyade bir içsel yolculuğun atmosferine hapseden karakteristik üslup, kitabı okurken sanki benden başka kimselerin göremeyeceği gizli bir geçitten içeri girmişim gibi hissettiriyor -ki benim nezdimde bir romanın esas görevi budur- ve bunu da fazlasıyla yerine getirdi. Empoze ettiği rafine yalnızlık ve belirsizlik hissi ve karakterin kendi içinde yaratmış olduğu kişisel bir anayasayı içine düştüğü bu yere uyarlamaya çalışmasının oluşturduğu bu iç savaş; benim kafamda hikayenin iskeletini oluşturdu. Cehennemin içine düşüp, şeytanlaşmamaya ve manevi itibarını elden yitirmemeye çalışan Avrupa'lı beyazın, siyahlaşmış bir dünyaya karşı duruşunu keşfettiği ve buna aldığı tavrını stabil tutmaya çalışması, kendimi onunla özdeşleştirmemi sağladığı için görünüşte bu basit ve hafif tempolu kitabın üzerimde yarattığı etkiyi de arttırıyor. Sinema uyarlaması olan Apocalypse Now, en az kitap kadar dehşet verici ve göz kamaştırıcı niteliklere sahip. Bu müthiş kombinasyondan haberdar olduğunuzda kitap bambaşka bir anlam kazanıyor Daha iyisini okuyuncaya kadar en iyisi bu... başucu ve baş tacı

Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · İletişim Yayınları · 20174,208 okunma

·

37 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Taha G.