herkes işinin hallolacağına bakıyor
Yanıyorum yanıyorum da
herkes yanarken elime avucumdakine bakıyor
ziyan olacağına bende dursun bu diyor
ben uyurken hep çekmecelerim karıştırılıyor
Kadının birinin eli cebimde kalmış
elini usulca çekip burada kalabilir dolabıma eşyalarını koyabilirsin diyorum.
o da benim gibi çalışırken uyuyakalanlardan sanırım.
İş aramak için ne fazla erken ne mesai bitimine yakın
saatlerde yola çıkıyorum.
ceplerimi ve kulaklarımı tıkayarak kalabalığın içinden geçiyorum.
köşeyi dönmenin yollarını büfedeki abi bilmiyor.
nerede bir iş ilanı görsem , harcanacağımdan örseleneceğimden korkuyorum,
sadece tek bir kurala uyacağıma kitabımın üstüne yemin ederim
- bu alanda siğara içilmez .
Dükkanının birinden giriyorum içeriye
hoşgeldiniz diye karşılanıyorum
Günaydın nasılsınız diyemiyorum pekala diyebilme yetisine sahibim
başımla hafif tebessüm ederek
anlayışınıza sığınıyorum ben sağır ve dilsiz biri yerine koyun anladığınızı gösterin demek istiyorum. ve ne olur bana boş masaya işaret ederek bir adım önümden yürümeyin. ne yazık ki bana hürmetlerinizi göstermeyiniz.
oturacağım yeri seçebiliyorum buradan ama
mutfak ne tarafta.. bana orayı gösterin.
bulaşıklar çok fena yükselmiş.
üstüne bir çatal koyup otursam oradan deniz de ne güzel seyredilir.
Ben bir iş arıyordum.
sizin yediklerinizin içtiklerinizin paylaşımcısı değilim.
Eskiden düşündüklerinizde hep haklı çıkacağınız kuşkusuna kapılırdım. farazi şeylerden nem kapar üstünde çok ince düşünür gereksiz yere kafamı yorardım. eskiden işsiz ve uykusuz geceler geçirirdim. saat beş suları üstümden bir uçak geçerdi. geceyi bir tek bu bölerdi. Saat altıdan sonra köpekler ulurlardı. O kadar güzel uyuyordum ki 12 ye kadar komşularım kapımın zilini hiç çalmazlardı. ve kargo da beklemezdim. ve o iş de aramazdım.
yoksul iki çocuklu bir kadın kadar çaresiz değildim.
Kardeşlerim vardı. annem babam sağdı. bir de çok eskilerden bir zamanlar sevdiğim olan kadın.. o olmadı ondan onda bulamadım bundan.. isterdim.. iş buluncaya kadar derdim.. işi muhakak bulurdum. kiramı ödeyecek kadar çalışır basardım istifayı hemen.
evde oturmak sıkılınca yatakta dinlenmek .. uykum gelince uyumak. uyanınca evde oturmak..
araziyi benim yerime tarayorlardı köpekler
benim yerime iş arıyorlardı binler..
yalnızca iki ekmek yiyeceğim. kahve bile içmesem olur.
yalnızca iki ekmek tüketip günümü bitirebilirim böylece az harcamış olur yarın da işe çıkmadan evde oturabilirim.
Herkes işinde gücünde.. yollar tenha mı tenha
işte bu sabah işe aldıklarımız diye tanıtılıyor usta başına bir dizi adam.
herkes sorumlusu olduğu makinelerin başına dağılıyor. kıdemli işçi acemilere işin nasıl yapılacağını anlatıyor. kendisi daha çok kaytarmak için işin hepsini yenilerin üstüne yıkıyor.
yemek saati ne zaman diye soruyor bir acemi
diğeri maaşı günü gününe yatıp yatmadığını.
bugün bile çalışacak günümde değilim. çalışsaydım orada işim hazırdı.
beni kesin alırlardı . ve kesin ısınadığımı gerekçe göstererek ayrılacağımı söylerdim önceden. Ah bir de çıkış gününü rapora bağladım mı.
maaşım tıkır tıkır döner içime sine sine yatardım.
....
.
...
.
.
.
..
..