İsa doğduğunda gezegenimizde üç yüz milyon insan yaşıyordu. Günümüzde ise bu sayı yedi milyar. Buna dakikada yüz elli altı insan ekleniyor.Peki dünya bu yükü kaldırmaya hazır mı? Bir adamın hafızası insanlığın kaderini değiştirebilir mi? Adını ve neden Berlin’de bir metro istasyonunda olduğunu bilmiyordu.Elinde Noah dövmesi olduğu için insanlar ona Noah diyorlardı.Bir gün gazete ilanında bir resim gördü.İlanda bu resmi yapan ressamı bulana yüklü bir ödül verileceği yazılıydı.İçinden bir ses bu resmi ben yaptım dedi ve ilandaki numarayı aradı.O andan itibaren Hem kendi hayatı hem de insanlığın kaderi değişecekti. Arka planda Filipinler’de salgın hastalık başlamış.Sömürge ülkeleri, varoşlardaki insanları kendi vatandaşlarına hastalık bulaştırmasınlar diye doktorsuz,aç,susuz ölüme terkedip bulundukları bölgede karantinaya alıyorlardı.Bir anne,henüz on günlük ve ölmek üzere biri bebek olan iki çocuğuyla birlikte hayatı pahasına da olsa doktora ulaşmak için karantinadan kaçmayı başardı. Kitap ilerledikçe amnezi hastası olan Noah,bu hastalığı sayesinde kendisinin insanlığın kaderini değiştirmek için tanımadığı birileri tarafından bir piyon gibi kullandığını farkedecek ve iş işten geçmeden bu planı bozabilecek midir? Kitabı okurken pandemiden sonra mı yazıldı acaba diye baktığımda hayretle pandemiden önce yazıldığını gördüm ve dehşete düştüm.Acaba bizim yaşadığımız planlı bir salgın mıydı demekten kendimi alamadım.Değildir yaaa değildir diye kendimi telkin etttim.Zira pandemiden önce yazılan kurgu bir kitaptaki olayların bir kaç yıl sonra gerçek hayatta bu kadar benzerliğin olması hem korkuttu hem de şaşırttı beni… Noah,yazardan okuduğum ilk kitap oldu.Gizem ve entrika sevenlere tavsiyedir.Kitapla kalın mutlu kalın.

NoahSebastian Fitzek · Pegasus Yayınları · 2018242 okunma

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ümran gerçeker