Gönderi

152 syf.
6/10 puan verdi
(spoiler dostlarım) Uzun süredir Kemal Bilbaşar okumak istiyor ancak erteliyordum. Kitapta anlatılana benzer ruh halimden dolayı yazarın pek bilindik "Cemo" romanından ziyade "Denizin Çağrısı" beni kendine daha çok "çağırdı." Türk Edebiyatının bunalım romanlarından, arada kalmış neslin anlatıldığı, yabancılaşma romanlarından birisi. Hatta ilki, 1941'te yazılmış bir kitaptan söz ediyoruz. Camus'un Yabancı'sından dahi önce yazılmış demek bu. Yerli edebiyatta Anayurt Oteli'i ve Aylak Adam ile hemen hemen kardeş bir yapıt elimizde tuttuğumuz. Camus, Sartre ve varoluşçu edebiyatın bilindik yönü dünya savaşları sonrası insanın içinde sürüklendiği boşluğu ve yıkımı ele alması, o acılardan, duygulardan doğmasıdır. Bilbaşar bu eserinde şu satırları yazarak yine kitabın çıkış duygusunu özetliyor. "Genel Savaş yıl­larının silindiriyle ezilmiş, mısır çorbası ve süpürge tohumu lapası ile beslenmiş manevi bir çöküntü ile, güneş aydınlığını bile karartan bir kuşkuya düşmüş, acınacak bir kuşaktandım." Öncelikle kitap Kuru Otlar Üstünde vibe'ı da verdiğini eklemek lazım. Sanki başroldeki öğretmenin hayalini kurduğu İstanbul'a gittiğinde olacakları okuyoru gibiyiz. Karakterimiz büyük idealarla gittiği bir taşra kasabasında yıllarca kaldıktan sonra kasabanın kendisini tüketmeye başladığını fark ederek bir aydın bunalımı ile kendini İzmir'de bulur. İsme sahip olmayan karakterimiz kendisinden utanmaktadır kitap boyunca kendini olmadığı biri gibi gösterme çabası içerisinde davranışlar sergilese de alafranga tuvaletle karşılaşmasında bile şaşalamasıyla aslında ne kadar inkar etse de özünden başka bir yola çıkamadığını fark eder. Kitap boyunca kendisini İzmir'e çağıranın ney olduğunu sorgular. Zehra adında bir kızın saf ve masum aşkı olduğunu düşünür. Yanıldığını fark eder ve sonradan hayat kadını olduğunu öğrense de kadın tarafından parası bitipte tekmelenene kadar ondan kopamayacağı bir sarışının kendisini buralara haz dolu bir aşk için çağırmış olabileceğini düşünür. Yine yanılmıştır, kendisini buraya deniz çağırmıştır. Üstelik bu deniz keyif ve sefa için değil özgürlükler içerisinde bir ölüm için çağırmaktadır kendisini. Öğretmen tıpkı Martin Eden gibi bir özkıyıma yolcudur artık. Kitap köy romanlarından çıkışın temsilcisidir. Yazıldığı dönem birçok yazar hala köy edebiyatını kaleme alırken Bilbaşar köyden çıkıp büyükşehire gelmiştir. Yarattığı karakter ne köylü ne de şehirli olmayı becermiştir. Aidiyeti yoktur. Öğretmen bu özelliği ile Türk halkının özeti gibidir. Vesselam.
Denizin Çağırışı
Denizin ÇağırışıKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 2021374 okunma
·
111 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.