mükemmel bir şeyi tasvirlemeye nasıl başlarsın ki. hiç benlik değil. neyse. girişelim :3
öncelikle söylemem gereken bir şey varsa o da bu incelemenin kesinlikle ve tamamen subjektif bir yorumlama olduğu.
bu kitabı okuyup klasik bir gay kitabı diye kenara itenler olmuştur eminim. fakat biraz derinlere inildiğinde olayın cinsel yönelimden çok farklı olduğunu ya da belki her şeyin aşk olmadığını görmelisiniz.
sürükleyici mi, sonuna kadar. eğlendirici mi, dibine kadar. üzücü mü, sapına kadar..
bu kısımdan sonra söyleyeceklerim spoiler içerebilir/ kötü yorum sayılabilir o yüzden kitabı okumadıysanız incelemeyi terk edip kitaba yönelin. derhal.
DANTE SEN NASI Bİ VARLIKSIN. öhm. şahsi olarak derin karakterlere bayılan biriyim ve yazar öyle karakterler yaratmış ki günlerce tahlilini yapabilirsiniz. kendini dünyayı keşfetmeye vermiş, sanatla ilgili öpüşme delisi bir çocuk ve her şeyden kaçınan ama arkadaşı için ölümü bile göze almış bir çocuk daha. delirirsiniz. kafayı sıyırırsınız.
beni duraksatan tek bir durum vardı, sanki kitabın ana karakterleri aristo ve dante değilmiş de aristo, dante, aristonun ailesi, dantenin ailesiymiş gibiydi. sürekli bir yerlere gidiyorlar, onlarla sohbet ediyorlar falan. OGLUM BİRAZ YALNIZ TAKILIN DA OPUSUN ARTİK. dediğim çok olduysa da bozuntuya vermedim.
ve bu iyi mi bilemedim çünkü çoğu lgbtq+ içerikli kitaplarda olay sadece karakterler arası aşk (böyle olmayan bildiğim kitaplar var, isteyen olursa önerebilirim) benim istediğim biraz farklı konular işlensin, biraz açılalım ya. bir kitabın incelemesinde başka bir kitaptan bahsetmek ne kadar etik bilemedim ama andrew brawley'nin sıradışı hikayesi kesinlikle bu konuda aristo ve danteyi geçmiş diyebilirim.
çok fazla bu tür okuduğumdan mı bilmiyorum şey olayı işte ay senden hoşlanıyorum ay ben yapamam yok toplum tepkisi işte aile baskısı yok zorbalık dayak vs vs her ne kadar gerçeği çok yansıtsa da baydı artık. bir kitabın en iyi yanı nedir benzerlerinden yarattığı farktır abi.
onun dışında dediğim gibi karakterlerin derinliği beni aşık ettirdi. ama bu karakterleri alıp farklı bir kitabın, olayın içine koysak daha başka güzellikler yaratacaklarına da eminim.
cümleler güzel, anlatım güzel, yapı güzel, SON SAHNEDE OLMALARI DELİRTTİ TABİİ Kİ
yani şimdi iyi bir yorum muydu bu kötü mü ben de bilmiyorum ama dokuz puandan aşağı vermeyi nedense yediremedim. aristo kalkıp bana söver gibi hissettim.
bir de filmi varmış kitaptan sonra izleyeyim diye izlememiştim o da bilmeyenlere duyurumdur.