Gönderi

İçim parçalandı
Barbara Deming babasının ölümüyle ilgili yazılarında bu arzuyu çarpıcı bir şekilde dile getirir: "Yıllar oldu. Bir hafta sonu şehir dışındaydık. Babam dışarıda kazma ve kürekle çalışıyor, bahçeyi yeniden düzenliyordu. Kalp krizi geçirdi ve oracıkta, altı üstüne gelmiş toprağa düştü. Ambulans çağırdık, babamı hayata döndür­meye çalıştılar ama başaramadılar. Yere, babamın yanına yarı uzanmıştım, kollarım vücudunu sarıyordu. O an hayatımda ilk kez babamın vücuduna gerçekten dokunabildiğimi fark ettim. Vücuduna sevgi ve kederle sıkıca tutunuyordum. Kederimin sebebi kısmen, sevdiğim babamın ölüyor olmasıydı. Ama kısmen de babamın ölü­münün daha özgür hissetmemi sağlayacağını halihazırda biliyor olmamdı. Bu böyle olmak zorunda olduğu için yas tutuyordum. Bu keder hakkında konuşmak benim için zor. Babamın iktidarının tehdidi altında hissetmediğim, ona rahatlıkla dokunabildiğim tek anın, yerde ölü olarak uzandığı an olması, benim için dayanılmaz. Buna benzer bir acıyı yaşamamış kadın azdır diye düşünüyorum. Bu nedenle erkeklerin bazen ölmüş olmasını dilediğimiz gerçeğini konuşmak, (kendimize ait kadınlar olabilmek adına kendi gücümü­zü bulmaya çalıştığımız sırada) yüzleşmesi bizler için belki çok daha zor olan başka bir gerçeğe, yani bu dileğin bizler için dayanılmaz olduğu gerçeğine dair konuşmadığımızda, konuyu fazlaca basitleş­tiririz. Bu bizi parçalıyor." Yirmilerimde henüz kendi gücünü bulamamış genç bir kadınken, sıklıkla hayatımdaki erkeklerin ölmesini dilerdim. Babamın ölümünü istemeye çocukken başladım. Onun öfkesine, şiddetine bu şekilde karşılık veriyordum. Babamın gitmiş olduğunu hayal ederdim, ölmüş ve gitmiş.
Sayfa 12 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021
··
77 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.