Gönderi

"Nedir mesela felsefen?" diye sordu. "Öyle spesifik bir şeyi kastetmedim ya... Ama mesela bence çoğu şeyin hayali... Ya da onu boş ver de... Mesela en takık olduğum mesele, birbirinden çok farklı gibi görünenlerin benzerliklerini ortaya koyup karşımdakini bunların aynı şey olduğuna ikna etmek. Tam ikna olunca da farklılıklarını gösterip aslında farklı da olduklarını savunmak... Ya da tam tersi..." "Çileyim diyorsun yani," dedi Sedef gülerek. Alper de güldü; "Annem gibi konuştun," dedi ve devam etti: "Bak şimdi mesela bir şarkı var, ven may först vayf left mi, atarım sana sonra, şimdi kafanı şişirmeyeyim... İşte onu dinle mesela bir de Neşet Ertaş'ın 'Hata Benim'ini dinle... İkisi de aynı şeyi anlatır aslında bence, hani sana dedim ya o gün, psikoloji okusaydım filan diye..." Sedef, gözlerini yumup açarak hatırladığını belirtti. "İşte bunu demeye çalışıyorum, bir yandan her şey farklı, dil, enstrüman, sözler, tarz hepsi farklı ama aynı şeyi söylüyor. Şimdi bunlar aslında hem yüzeyde farklı hem de derinde aynıysa..." Sedef, Alper'in yaşamın gizini çözmüşçesine gururla anlattıklarını basit bir cümlede özetledi: "Evet bunların hepsi aynı fenomenin yansımaları. Sadece psikolojide değil tüm bilimlerde kuramlar bu tip yüzlerce yansımayı tek modelle açıklamaya uğraşır zaten... Neye baktığına göre değişir ama doğada zaten farklılıktan çok benzerlik bulunur..." Alper buluşunun özgünlüğünde ısrarcıydı; bunu anlattıkları hep hayranlıkla dinlemişti şimdiye kadar... Yeni bir denemeye girişti: "Ya mesela sadece şarkı da değil. Yaşam boyu bir sürü insana âşık oluruz ve bunlar hem aynı insanlardır hem farklı." Sedef, muzip bir edayla, "Bir sürü?" diye takıldı Alper'e ama bunun üzerinde durmadan konuşmaya devam edip sordu: "Hiç âşık oldun mu?" Alper, ne yanıt vermesi gerektiğini düşündü bir an. Yüzünde acılı bir tebessüm, "Bir kez oldum... lisede," dedi. "Ne oldu sonra?"
Sayfa 77 - Sözler: Boğaz'da işittim rast makamınıKitabı okudu
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.