Gönderi

Duyarsızlık ve kararsızlığa acziyetin de eklenmesiyle hayatta kalmak için eyleme ihtiyaç duyulan zamanlarda eyleme geçme başarısızlığı yaşanır. New Orleans'taki Katrina fırtınası felaketi (Ağustos 2005) bunun klasik bir örneğidir. Bu felaket, birçok vatandaşın eziyet çekmesini ve ölümünü engellemek için hazırda bulunan devasa kaynakları harekete geçiremeyen çoklu ve birbirine bağlı sistemlerin büyük başarısızlığıdır. Hayal edilen en kötü felaket senaryosuna yönelik yapılan geniş uyarılara rağmen ne şehir, ne devlet, ne de ulusal yetkililer kendi imkânlarıyla şehri terk edemeyenlerin tahliye ve güvenliğini sağlayabilmişlerdi. Bölge ve devlet yetkililerinin (üst seviyedeki politik farklılıklardan dolayı) gerektiği şekilde iletişimde kalamamalarının yanı sıra Bush yönetiminin olay gerçekleştikten sonraki hamleleri de çok geç ve yetersiz kalmıştı. Federal Acil Durum Yönetim Kurumu ve Yerel Güvenlik Birimi'nin yetersiz ve tecrübesiz yöneticileri National Guard'ın, Askeri erzak birimlerinin, Kızılhaç'ın, bölge polisinin ve Hava Kuvvetleri'nin yiyecek, su, battaniye, ilaç ve günlerce sığınaklarda yaşayan, fırtınadan sağ çıkmış yüz binlerce insanın birçok başka ihtiyacını karşılamaları için gereken adımları atmakta başarısız olmuşlardı. Bir yılın sonunda şehrin büyük bir bölümü hâlâ harap haldeydi, birçok mahalle terk edilmiş, birçok ev ve bina yıkılmak için işaretlenmiş fakat hâlâ doğru düzgün bir yardım sağlanamamıştı. Bu bölgeleri taramak benim için çok üzücüydü. Eleştiriler, sistemlerin başarısızlığının sınıf ve ırk kaynaklı sorunlardan kaynaklandığını belirtmekle yetiniyordu çünkü şehri zamanında tahliye edemeyenlerin büyük bir çoğunluğu düşük sosyoekonomik sınıftan Afro-Amerikalılardı. Eylemsizliğin kötücüllüğünü ortaya koyan bu örnek New Orleans'taki birçok vatandaşın ölümünden, umutsuzluğundan sorumlu olanları net bir şekilde açık ediyor. Şehri terk edenlerin yarısı belki de bir daha bu şehre dönmeyi düşünmüyor.
Sayfa 500Kitabı okudu
·
53 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.