Gönderi

384 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Ah o çizgiler!
‘’Sınır çizgileri, pasaportlar, para birimleri hep uydurulmuş şeyler. Vatan denen hayali tanrıya uzanan ibadet biçimleri bunlar. Tarih boyunca değişmiş durmuş hepsi. Toprağın, suyun ya da havanın bölünmesi, bıçakla kesilmesi mümkün müdür? Değildir elbette. Öyleyse bunlar ne işe yarar? Ya da kıta sahanlığı?Karasuları? Sınır yok, sınırlar yok, harita çizdiğimiz çizgiler yok! Pasaportlar, kimlikler, gümrük memurları... Kendi kendimize uydurduğumuz masalların kahramanları bunlar. Korkunç ve mutsuz çocukluğumuzun devamı sadece. İnsanlar birdir, insanlar eşittir, hatta tektir.’’ Babayla kızın,bir ülkeyle diğer bir ülkenin, ölü bir Feriha ile diri bir İhsan Sami Erkol’un, Türk ile Yunan’ın, Özgürlükle pranganın arasındaki çizgiler. Ah o çizgiler… Okurken ne düşündüm, ne hissettim çok karmaşık. Uzun, upuzun metrajlı bir filmi kocaman ama bomboş bir sinema salonunda tek başıma izlemişim gibi hissediyorum. Gamze ve İhsan Sami Bey’in evini, Girit’in sokaklarını, meyhaneleri, Kazancakis’in manzarası ferah mezarını izledim o sahnede. Hatta bu hafif bir tabir oldu gibi. Gezdim. Bizatihi gezdim. Gamze ile, Stavros ile, gökten düşen üç elma olmasa da iki elma olan İhsan Sami ve Süreyya ile de gezdim. Ara veremeden hem de. Çünkü yazarın dili o kadar büyüleyiciydi ki kitabı bırakınca aklımın yarısı sayfanın arasında kalıveriyordu. Köy Enstitüsü çıkışlı emekli öğretmen İhsan Sami Bey ve mühendis kızı Gamze. Ve Girit biletimiz Yunan öğrenci Stavros. Bilet diyorum çünkü bu hikayeyi kendi içimde tarif ederken çıkardığım oklardan birinin ucuna ‘Yanlış kişiyle doğru yere yolculuk’ yazmıştım. Gidişatta da kanıtladı zaten ne olduğunu. Gamze’yi okumak karın ağrısı gibiydi. Feriha’nın hayaletinin ara sıra karşımıza dikilmesi aslında ne kadar da ona ihtiyaç duyduğunu gösteriyordu ama İhsan Sami Bey onu hiç anlayamadı. Ki devamında da Gamze özgürlüğü ilk uçakla Girit’e gitmekte buldu. Kurtuluş Savaşı anıları anlatmak en büyük besin kaynağı olan bir babaya vurulacak sağlam bir darbeydi. Girit kısımlarını çok beğendim. Sokak sokak gezdim onlarla birlikte. Gamze’nin bir ara mübadele döneminde kaybolan amcasının peşine düşmesi olayına ise bayıldım. Başar Başarır’dan okuduğum ilk kitaptı. Diğer bir kitabı ise kargoyla geleli birkaç gün oldu. Zevkli bir tanışmaydı diyebilirim. Ahbaplığımız devam edecek kesinlikle. Sally Rooney seven birisi olarak tırnak işareti kullanılmamış metin okumaya çok alışkınım. Bu sebeple pek zorlanmadım. Ki yazarın dilindeki o muziplik, mizah ve güzel Türkçe sizi sıkıca kucaklıyor. ( Küçük bir not : Kraliçe öleli çok oluyor Brendan. Umarım ülkene dönmüşsündür.)
Dolunay İki Gece Sürer
Dolunay İki Gece SürerBaşar Başarır · 2021169 okunma
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.