Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İstanbul'da deniz gören daire
Ev sahibine, - Beyefendi, dedim, siz deniz görür demiştiniz sanırım. Yoksa duvara deniz resmi asılıp da ona mı bakılacak?... - Vay, ne demekmiş!... Evimden deniz görünmüyor mu? Hani, nerdeyse, evime deniz görmüyor dediler diye bizi evine hakaretten mahkemeye verecek. - Vallahi, affedersiniz, dedim, maksadım evinizi kötülemek değil... Ne ben, ne karım, denizi görebildik. Belki başkalarına deniz görünür. Bize görünmedi. - Sandalye getirin! diye yukarıya seslendi. Hizmetçi bir sandalye getirdi. Adam sandalyenin üstüne çıktı. Tıpkı, karayı görüp de, "Kara!..." diye bağıran Kristof Kolomb'un gemicisi gibi, - İşte deniz!... diye bağırdı. İşte deniz, tabak gibi ayağınızın altında. O indi, sandalyeye ben çıktım. Allah Allah!... Görünürlerde denize benzer bi şey yok. Adama hayal mi görünüyor, deli mi, yoksa deniz var, deniz var diye, etki altında bırakıp bizi zorla denizi gördüğümüze inandıracak mı? - Beyefendi, affedersiniz. Ben denizi tanırım. İstanbul'da doğup büyüdüm. Pencereden bakıyorum, bi kaç parça mavilikten başka bi şey yok. O da gökyüzünde olduğuna göre bulut olacak, dedim. Adam, - Boyunuz kaç? diye sordu. Başka zaman olsa boyumu söylemem. Boş bulunup, - Bir elli sekiz, dedim. - Tamaaaam... dedi, boşuna değil... Ben de bu adam neden denizi görmüyor, gözlerine perde mi inmiş, diyordum. şimdi neden denizi görmediğiniz anlaşıldı. - Neden görmüyor muşum? - Boyunuz yetişmiyor da ondan... Denizi görmek için, en aşağı bir yetmiş boy olmalı. Parmaklarınız üzerine kalkın bakalım. Ayak parmaklarımın üstüne dikilip baktım, yine deniz yok. - Zıplayın birazcık, o zaman görürsünüz. Denizi göreceğim diye ha babam sandalyenin üstünde zıp zıp zıplıyorum. Nerdeyse başım tavana değecek. Yine denize benzer bi şey yok. Ev sahibi, - Masa getirin! diye bağırdı, balkondaki küçük masayı... Masa geldi. Adam masanın üstüne sandalyeyi koydu. Sandalyenin üstüne de ben çıktım. - şimdi ne görüyorsun? diye sordu. Ben o sevinçle az kalsın, canbaz gibi çıktığım sandalyeden yuvarlanıyordum. - Gördüüüüm, gördüm! diye bağırdım. - Ne gördünüz? - Denizi gördüm, denizi...
Nesin yayınlarıKitabı okudu
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.