Yolculuklar aslında hep bir tanıma, tanışma hikayesidir yaa, hikaye hep ya gelen yoluyla başlar, ya da birini o yolculukta tanırsın en iyi. Kitapta Bayrami da en iyi bu yolculuktan tanıyoruz. Bayram'ın geçmişiyle, hayalleri, tutkusu, kendince planları hesaplarıyla -dogru ya da yanlış - hem kendini keşfetmesini, tanımasını sağlıyor, hem de okuyucusuna Bayram'ı tanıtıyor. Uzun süren yol boyunca kendi iç hesaplaşmaları, kendini kurtarmak için başkalarına yaptığı kötülükler ya da kendince hatalar ama her birine kendince bulduğu mantıklı bahanelerle en son ulaştığı kocaman hayalkırıklığı kalıyor Bayram'ın kucağında. Zorluklarla çıktığı köye, hep olmak istediği kişi olarak dönmek istiyor. Hayatı boyunca tüm çabası aslında fark edilmek, saygı görmek, tabii birazda buyuklenmek istiyor, beğenilmek, el üstünde tutulmak, bunları kazanabilmek için küçüklükten kazınmış kendine bir araban olsun ki herkes el pençe divan dursun karşında... Bunun için çabalıyor sadece. Tek amacı, tutkusu bir araba sahibi olmak. Bu hayali gerceklestirmeye çalışırken değişen çevre şartları peki, saygınlık artık arabayla kazanılmıyor, ama tek bir amaca odaklanmış Bayram, gercekle yuzlesince büyük bir hayalkırıklığı ile kalıyor. Bu yol hikayesiyle beraber dönemin şartları, bir insanın kendiyle hesaplaşması, kendine yalanları, doğruları, kendiyle hesaplaşmasını anlatmış Adalet AĞAOĞLU okuyucuya. Beraber yolculuğa çıktığım, kimi zaman kızdığım kimi zaman üzüldüğüm ama pek hak veremediğim bir karakter oluyor Bayram benim için. Bayramla beraber kendimizi de tanımak adına beraber bu yolculuğa çıkılıp Bayramı değerlendirirken kendimizi de keşfedebilmek belki sorgulamak için okunmalı.

Fikrimin İnce GülüAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20211,974 okunma

·

37 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kübra İLDEŞ