Bu ramazanda ilk defa
"Allah'ım beni ve ailemi hâviyeden koru" diye dua ettim...
Elimde tuttuğum yasin cüzünde gözüm takıldı, Tekâsür ve Kâria sûrelerinin meallerine.
Halbuki hergün okurdum bu sûreleri namazda.
Okunmadığında mı unutuluyordu ayetler yoksa yaşanmadığında mı?
Ne demekti Kâria?
Kıyametin dehşetli sesi, hâviyenin habercisi...
Dünya hayatının ahirete intikali için kıyamet kapısının şiddetle çarpacak olan korkunç sesi kâria.
Allah haber vermeseydi nereden bilecektik "kâria"yı. Ne olacak peki kârianın yürekleri hoplatan dehşetli sesi bizi çarpınca?!
İnsanlar kelebeklerin ateşi ışık zannedip kendilerini ateşe attıkları gibi bir hâle bürünüp savrulacaklar.
Dağlar renkli yünler gibi tiftik tiftik olacak.
Yapay zekadan böyle bir sahne oluşturmasını istesem ortaya nasıl bir manzara çıkarırdı acaba?!
Hâviye...
Tartısı hafif gelenlerin gireceği derin ateş çukuru. Derinleşen bir uçurum.
Allah, hâviye ve ona girecekler için ilginç bir benzetme kullanıyor.
Onun anası!
Bir ananın yavrusunu bağrına basması gibi bağrına basacak ateş onları.
Allah'a sığınırız.
Hâviye, kızdırılmış ateş...
Normal bir ateş haviyenin kızdırılmış ateşinden daha mı serindir?!
Ve "kimin tartıları ağır gelmiş ise,
Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır."
Tartısı ağır gelenlerin hoşnut olacağı bir hayata tâlibiz...