Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Benimle o kadar sert sevişmeni istiyorum ki," dedim, "her şeyi unuttur." Sergei beni kıçımın altından tutup kaldırdı ve ön kapıya doğru taşıdı. Bacaklarımı beline doladım ve yüzünü avuçları- mın içine alıp her yerine öpücükler kondurdum. Kusursuz bur- nuyla başladım, sonra alnına ve kaşlarına geçtim, her bir detayı hafızama mühürledim. Beni yemek masasına oturturken, "Mutfaktan başlayacak ve oradan devam edeceğiz," dedi kulağıma. "Bugün bütün alt kat- ta yapmayı planlıyorum." "Çok fazla yer var." Gülümseyip ceketimi çıkardım. "Bunu yapabileceğinden emin misin?" Peşinden kot pantolonum ve tişörtüm gitti ama sutyenimi de çıkarıp külotuma uzandığımda Sergei elimi tuttu ve uzaklaş- tırdı. "Göreceğiz." Pis pis gülümsedi. "Uzan." Arkama yaslanıp sırtımı masanın yüzeyine bastırdım ve eğilip göğüslerimin arasına bir öpücük kondurmasını izledim. Yavaşça, göğsümden ve karnımdan aşağıya doğru öpücüklerden bir çizgi çizerek külotuma ulaşana kadar devam etti. Kendinibeğenmiş bir ifadeyle bana bakıp gülümsedi. Kemeri dişlerinin arasına aldı ve aşağı çekti. Külotumu çıkarınca bacağımı tuttu ve ayak bileğime bir öpücük kondurup baldırımın iç tarafından yukarı doğru ilerledi. Ardından yüzünü bacaklarımın arasına gömdü. Hızla nefes aldım ve klitorisimi yaladığında nefes ne- fese kalarak saçlarını kavradım. İki defa yaladıktan sonra emdi. "Bütün günümü sadece vajinanla oynayarak geçirebilirim," diye mırıldandı ve dilini içime soktu. Yalayıp emerken bir yan- dan da kıçımı sıkıyordu, beni patlayacak hale getirinceye ka- dar daha hızlı hareket etti. Sonra klitorisimi hafifçe ısırdı ve orgazmla tükendim. Elini enseme koyduğunda hâlâ nefes nefeseydim ve dudakla- rımı yalayıp yutmak için beni yukarı çekti. Ondan kendi tadımı aldım; acı-tatlıydı. Bedenimi olduğu yerde tutmak için diğer elini belime koyarken aletini girişimde hizaladı. Gözlerimin içine bakmak için geri çekildi. "Sana o kadar âşığım ki," diye fısıldayıp yavaşça, azar azar içime kaydı. Ona aynısını söylemek istedim. Öyle ki bu beni içten içe parçaladı. Onun yerine dudaklarımı birbirine bastırıp omuzlarını tuttum, gözlerimi üzerinden hiç çekmedim. İçime daha derin gömül- düğünde inledim ve yüzümü boynunun kıvrımına bastırdım. Sıcak nefesi omzumun derisini okşadı ve tekrar tekrar içime gir- mesinden zevk aldım. Bu neredeyse bana yarını unutturmaya yetecekti. Nefes ve inlemelerden bir karmaşayla boşaldık. Sergei nefesini toplayınca, "Kanepe mi, yatak odası mı, yok- sa duş mu?" diye sordu. "Duş," diye mırıldandım ve bacaklarımı beline sıkıca sar- dım. Gerekenden bir saniye fazla ondan uzak durmama imkân yoktu. "Tamam." Kıkırdadı ve beni merdivenlerden yukarı taşıya- rak banyosuna götürdü."Bugün duş jelini ödünç alıyorum," dedim beni akan suyun altına yerleştirdiğinde. "Şekerli kokuları sevdiğini sanıyordum." Omzumu silktim. Raftan koyu mavi bir şişe aldım, birazını avcuma döküp vücudumu köpürtmeye başladım. Sergei duşakabine girdi ve parmağını çenemin altında koyup başımı yukarı kaldırdı. "Neyin var?" Ben açık renkli gözlerinin içine bakarken duştan gelen su yan tarafıma sıçradı. "Hiçbir şey. Neden ki?" Yüce Tanrım, yarın ayrılacağımı bildiğim için ona bakmak bile canımı acıtıyordu. "Hiç yalan söyleyemiyorsun, Angelina." Öne doğru adım attı ve yüz yüze gelmemizi sağladı. "Neler oluyor?" "Neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok." Sergei avuçlarını başımın iki yanındaki fayanslara koydu ve dudaklarını ince bir çizgi halinde birbirine bastırarak beni izledi. Derin bir nefes aldım. "Bu duşu bitirecek miyiz, yoksa hey- kel gibi tepemde dikilmeye devam etmeyi mi planlıyorsun?" "Bana yalan söyleme. Asla," dedi. "Eğer bir şey hakkında konuşmak istemiyorsan sorun değil. Eğer alana ihtiyacın varsa, bu da sorun değil. Benimle birlikte olmanın bunaltıcı olabileceğini biliyorum. Ama bana yalan söylemeyeceksin. Anlaştık mı?" Yere baktım ve başımı salladım. "Bu konuda konuşmak is- temiyorum." "Pekâlâ. Alana ihtiyacın var mı?" "Hayır." Başımı iki yana salladım. "İstersen bu gece diğer odada uyuyabilirim." Hareketsizleştim. Hayır. Bu birlikte son gecemizdi ve onun kollarımdan başka bir yerde uyumasına izin verirsem kahrolur- dum. Avcumu göğsüne koyup yavaşça aşağı doğru kaydırdım, aletine ulaşıp elimi etrafına sardım. "Kesinlikle diğer odada uyumuyorsun," dedim ve zaten sert- leşmiş olan uzunluğunu sıktım. Sergei hızla nefes alıp kolunu belime doladı ve beni vücudu- na bastırdı. "Bu tartışma daha bitmedi, Angelina." "Yarın devam edebiliriz." Göğsünün ortasına bir öpücük kondurdum. "Bana evinde bir seks turu sözü vermiştin. Bunu yerine getirmeni bekliyorum. Yoksa bu senin için çok mu faz- la?" Yukarı bakıp tek kaşımı kaldırdım. Dudaklarından bir hırlama sesi çıktıktan sonra eğildi ve beni omzuna attı. "Sonraki durağımız mutfak tezgâhı," dedi ve avcu- nu çıplak popoma yapıştırdı. Ellerimi Sergei'nin sırtında gezdirirken, "Yarın için bir planın var mı?" diye sordum. Yatakta yüzüstü yatıyordu ve ben de belinde oturuyordum. On beş dakika sürmüştü ama ona en sevdiğim gül kokulu yağ- lardan biriyle masaj yapmaya ikna etmeye başarmıştım. "Öğlen saatlerinde bir toplantım var," diye mırıldandı yastı- ğına. "Sonrasında motorla gezmeye çıkabiliriz." "Olur," dedim boğulur gibi. Sonra eğildim ve kürekkemikle- rinin arasına bir öpücük kondurdum. "Bir gezinti kulağa harika geliyor bebeğim." Her geçen dakika rol yapmakta zorlanıyordum. Üst ta- rafında sadece birazcık kumu kalmış ve taneciklerin gittikçe daha hızlı düştüğü bir kum saatini izlemek gibiydi. Avuçlarımı Sergei'nin omuzlarına götürdüm, sonra aşağı ve kollarına kaydırdım beni yarı ölü halde tırdan dışarı taşıyan ve hayatımı kurtaran kolları.
Sayfa 210
1 artı 1'leme
·
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.