Gönderi

144 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Anadolu Arkeolojisinin Dramı.
Kitap Anadolu'nun tarih öncesi dönemleriyle başlıyor ve Hitit, Urartu, Lidya tarihleri ile bölüm bölüm devam ediyor. Açıkçası ne genel bilgilerden farklı bir bilgi içeriyor ne de çok iyi bir tarihsel anlatımı var. Her yerde bulabileceğiniz genel bilgilerden oluşan bir kitap. Kitapta fark ettiğiniz ve sık sık gözünüze sokulan en önemli şeyse; kendi toprağımızın arkeolojik kazılarını hep yabancı arkeologların yaptığı, sonrasında tarihi eserlerin nasıl yabancı ülkelere götürüldüğü. Bunları okurken insan hem üzülüp hem de utanıyor. Aşağıdaki bölümleri kitaptan alıntılayıp yazdım ki eksiği bile var; - Kapadokya'nın doğal çevresi, ilk kez 1712 yılında, 14.Louis'in görevli olarak gönderdiği Paul Lucas tarafından betimlenmiştir. (s.7) - Chales Texier'in 1835'de ziyaret ettiği Aphrodisias'a 20. yüzyılın başında bir Fransız araştırma grubu gönderilir. Paul Gaudin, Osmanlı yetkililerinden bu ören yerinde araştırma yapması için izin ister. 1904 yılında alınan izinle Aphrodisias'ta ilk arkeolojik araştırma başlatılır. (s.8) - İ.Ö. 8 bine tarihlenen Kapadokya Aşıklı Höyük 1963 yılında Pennsylvania Üniversite'sinden E. Gordon tarafın keşfedilmiştir. (s.14) - Batı Çatal Höyük, James Mellaart tarafından 1962'de sondajla araştırılmıştı. (s.31) - 1870 tarihinde keşfedilen Troya'nın kazıları Heinrich Schliemann tarafından yapılmıştır. Schliemann'ın 1873'te bulduğu Troya'ya ait hazineler Atina'ya götürülmüş ve 1881'de Berlin Müzesi'ne armağan etmişti. (s.33-37) - Alman arkeoloji ekibi 21 Temmuz 1986'da, Boğazköy'de Sfenksli Kapı'nın yakınında tunç tabletler keşfetti. (s.60) - 1862 yılında Georges Perrot tarafından keşfedilen Gavurkale'deki ilk kazı çalışmaları 1930'da Hans Henning tarafından geçekleştirilir. (s.83) - Van Gölü kıyısında Tuşba harabelerini 1827 yılında Fransız F. E. Schulz keşfetmiştir. (s.115) - Asur bölgesindeki Ninova kazıları Sir Henry Lavard tarafından gerçekleşir. 1879-1880 yılları arasında, British Museum'dan bir kazı ekibi söz konusu tapınağın kalıntılarını gün ışığına çıkarır. 1898'deyse bu kez Alman kazı ekibi silahlar, tunç ve keramik malzemeler bulur. 1916 yılında Rus Arkeoloji Cemiyeti'nden bir ekip aynı yerde kazılar yapar ve onu 1938'de bir Amerikan ekibi izler. Türk arkeologlar araştırmalarını ancak 1959-1963 yılları arasında gerçekleştirir. (s.117) -Alman arkeologların Gordion ören yerinde yürüttükleri kazılar 1900'lerde başlar. (s.120) - Xanthos'u 1835'de keşfeden Charles Fellows, British Museum adına padişahtan izin alarak, 1843-1844 arasında yöreye üç kez gelip Londra'ya 200 sandık dolusu arkeolojik malzeme göndermiştir. 1881-1908 yıllarında Otto Benford başkanlığında bir Avusturya kazı ekibi ören yerinde çalışmış, derken 1948'de kazı çalışması Fransız ekiplerine devredilmiştir. (s.133) - Xanthos'un 5 km güneybatısında yer alan Letoon, İngiliz deniz subayı Hoskyn tarafından 1841'de keşfedilir. (s.135) Osmanlı döneminde padişahtan izin alınarak yapılan kazılar sonrası bulunan eserler şimdi Amerika ve Avrupa müzelerinin en etkileyici eserleri olarak gösteriliyor. Peki kızmaya hakkımız var mı? Açıkçası buna hakkımız olduğunu düşünmüyorum. Çalıp götürmemişler bu eserleri. Daha kötüsü biz izin vermişiz. Sen kendi toprağındaki tarihe yabancı gözüyle bakarsan yabancılar da alır götürür, sahiplenir. Bugün bile; kendi ülkesini, toprağını merak etmeyen, tarihini ya Arabistan çöllerinde ya da Orta Asya bozkırlarında arayan bakıştan kurtulmadıkça, Anadolulu olamadıkça, kendi tarihimizi yabancılardan daha çok dinler, ve öğreniriz.
Anadolu Uygarlıkları
Anadolu UygarlıklarıMarc Desti · Dost Kitabevi · 023 okunma
69 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.