Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

2. Tanzimat sonrasından bahsediyor - 10 Temmuz (23 Temmuz)1909
Hatırımda kaldığına göre 10 Temmuzun ikinci senei devriyesi henüz idrak olunmamıştı. Bir gün Şehzadebaşında bir tiyatro binasında mühim bir konferans verileceğini edebiyat öğretmenimizden öğrenmiş ve bu gibi şeylere meraklı birkaç arkadaşımla konferans mahalline gitmiştim. Sahneye iki adam çıktı. Biri Yusuf Akçora Bey idi. Arkadaşını bize takdim etti. Yine hatıram yanılmıyorsa bu zatın ismi İsmail Gansperenski idi. Gasperenski efendi İstanbul ahalisince anlaşılması müşkül bir Türkçe ile uzun bir konferans verdi. Mütemadiyen Türkten ve Gayri Türkten bahsediyordu. Konferans bittiği zaman benim ve arkadaşlarımın anlayabildiği şundan ibaretti. Herkes Türktür, Türkiye'de Türkten başka milli unsur yoktur ve olmamalıdır. Bilmem nasıl bir tesadüf eseri idi ki, o gün aramızda hiçbir Türk talebe yoktu. Benden başka diğer bir Kürt, bir Çerkez, bir Arnavut, bir Gürcü ve bir de Rum arkadaşımız vardı. Ertesi gün mektepte ayni arkadaşlar bir araya geldiğimiz zaman Gansperenski efendinin konferansı mevzubahis oldu. Meşrutiyet devri ile birdenbire inkişaf eden müsavatı hukuk ve türlü şahsı, unsuru ve mezhebi hürriyet fikirleriyle süratle temasa gelen genç dimağımız Gansperenski efendinin nazariyatını kabul edemiyordu. Bu nazariyat bize pek aykırı gelmiş, maneviyatımızı adeta isyan ettirmiş idi. O tarihte mektepte müstansah ile bir gazete neşrediyorduk. Gazetenin riyaseti tahririyesi benim üzerimde idi. Gansperenski efendinin konferansının bende yapmış olduğu aksülamel ile olacak mezkûr gazetede Kürtlüğü ve Kürdistan'a dair bir makale neşrettim. Bunda Kürtlüğün tarihinden, ırkından, vatanından ve hususiyetinden bahseyledim. Bu ve emsali konferanslar ve neşriyat ile Osmanlı imparatorluğu hududu dahilinde yaşayan gayri Türk milletlerin aleyhine olmak üzere yeni bir Türk milliyetinin esasatı kurulmak isteniyordu. Bu söven milliyetçiliğin, daha doğru bir tabir ile başka milletlerin kanıyla vücuda getirilmek istenilen yeni milliyetin edebiyatını yapmak üzere bir bir Türk Ocakları, Türk Yurtları tesis olundu. Mecmualar ve kitaplar neşredildi. Gençlere bu yurt ve ocaklarda hususi bir terbiye veriliyordu. Rehberlerin itikadınca bu ocakların eşiğinde ilk temsil ameliyesi yapılıyordu. Fakat ileride göreceğiz ki bu ocaklar size Türkçü yetiştirdiği kadar bize de Kürtçü yetiştiriyordu.
Sayfa 17
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.