allahuekber dağı’nın eteklerinde
kadınlar dillere destan güzellikler taşır
kan eder güzellik başa bela
bu yüzden kan kırmızıdır yanakları
saçları gönül tuzağı tenleri ak
ağ pörçekli nineler oturur damlarda
isli kazanlarda halil ibrahim bereketi
lavaş dürümü sunar konuklara
cömertliği kibele kadar sıcak
allahuekber dağı’nın eteklerinde
gizemli bir bahçe gibi kadınlar
kimi ığdır’ın al alması
kimi kağızman’da ağlayan nar
hepsi temiz ve azizdir
kuytulardaki sular kadar
yıkabilse bendini
okyanuslara akacak
allahuekber dağı’nın eteklerinde
kadınlar
karnı dolu kucağı boş
gözyaşlarıyla mezar taşlarını yur
büyülü düşlerinde dile gelir kurt, kuş
masal evreninde yaşarlar
dünyadan habersiz
bir varmış bir yokmuş
tarifsiz kederlerini kimse bilmez
ağızlar bıcak
allahuekber dağı’nın eteklerinde
kadınları kim anlayacak.
Sayfa 22