Derin Ruh analizi ve felsefesi ile Karamazov Kardeşler ♡
Felsefe dersini sevip, henüz felsefi kitap okumamış biri olarak Karamazov Kardeşler romanıyla tam bir felsefe kitabı okudum. Her sayfasından alıntı yapmak isterdim. Bu hayatta hangi yazarla tanışmak isterdin diye sorsalar, tereddütsüz Fyodor Mihayloviç Dostoyevski derdim. Ruhumu, kalbimi, düşüncelerimi, hislerimi her kitabında ayrı ayrı bulduğum büyük, çokkk büyük yazar. İyi ki bu dünyadan bir Dostoyevski geçti.
Karamazov Kardeşler onun son eseri bu yüzden hüzünle bitirdim son sayfaları. Bu kitabı yazarken üstüne eklemeler ve birtakım değişiklik yapmayı planlarken ömrü buna maalesef yetmiyor. Böylesi değerli ve güzel bir eserin düzeltilmeye ihtiyacı var mı diye sorsalar bana göre yok ama yazar kim bilir ne güzellikler daha ekleyecekti.
Dostoyevski bu eserde de kendinden, ailesinden büyük kesitlere yer vermiş. Belki de gerçekten ailesini ve hayatını anlatmıştır, kim bilir?...
Karamazov ailesi... Ahlak yoksunu, içki ve kadın düşkünü, "büyük oğlu Dimitri'nin sevgilisine kafayı takacak kadar düşük..." ailesini özellikle çocuklarını sevmeyen, onları kaderine terkeden bir baba. En büyük oğlu, sinirli eğlence düşkünü bir yüzbaşı, Dmitri Karamazov, diğer adıyla Mitya. İkinci eşinden doğan içine kapanık, ailenin en iyi eğitimini görmüş, en akıllı, en derin düşünürü ve ateist olan İvan Karamazov ya da Vanya. En sevdiğim sözü "Tanrı olmasaydı, onu icat etmek zorunda kalırdık." Aynı sözü şeytan için de söyler. Aynı anneden doğan ve iki abisine de hiç benzemeyen kilisede bir rahibin "Staretz Zosima" yanında kalan uysal ve herkes tarafından sevilen bir karakter, Aleksey Karamazov. Namı diğer "Alyoşa "Abisi İvan'ın aksine çok inançlı biri. Son kardeş meczup bir anneden doğan gayrimeşru bir çocuk, evin hizmetçileri tarafından büyütülüp aynı evde aşçılık yapan ve İvan'ı örnek alıp onun yolunda ilerlemeye çalışan, sara hastası, en küçük kardeş Pavel Smerdyakov.
Ölmeyi sonuna kadar hakeden bir baba ve cezayı kesen bir insan. Dostoyevski yine bu eserde, bir kötü ve bir katili işlemiş. Öldürülen ölümü hak etse de bir insanı öldürmenin verdiği vicdan azabını, derin ruh sarsıntısını en güzel şekilde ele almış. Burada sadece öldürme eylemi değil işlenen herhangi bir suçun verdiği derin rahatsızlık anlatılıyor.
Karakterler tek tek öyle güzel ve derin işlenmiş ki Karamazov Kardeşler kim diye soracak olurlarsa hepsini ayrı ayrı tanıtırız. Kahvemi yudumlarken saatlerce zevkle kitap hakkında yorum yapabilirim ama spoiler verip kitabın büyüsünü bozmak istemem.
Dipnot: kitabın tek olumsuz yanı tek cilt (1025 sayfa) halinde olup, bu şekilde okuyup kollarımı beş dakikada uyuşturacak kadar ağır olması. Bu kitabı okuyanlar bilir ki bu ağırlıkta bir kitap, uşağın kafasını yaran havaneli görevini rahatlıkla görür. :) Şaka tabi ki. Bu ağırlık, kitabın manevi ağırlığı yanında ne kalır ki? Gündüz elimde, gece hep başucumda oldu bitene kadar.
Dostoyevski'ye içim buruk şimdilik veda ediyorum, ömrüm yeterse kitaplarını yine, yeniden okuyacağım. Bu kitabı okuyun, okutun...