Gönderi

Clay onu izlerken, çıkardığı her kıyafet parça- sıyla daha da sertleşiyordu. Gömleğinin düğmeleri- ni açtığında dantelli sütyeni ortaya çıktı. Rahat deri koltuğunda arkasına yaslanarak önündeki şovu izle- meye daldı, onun striptizinin her dakikasının tadını çıkarıyordu. Julia onun önünde, sadece kadınlığını kapatan küçücük, beyaz bir kumaştan ibaret olan iç çamaşırıyla duruyordu. Bacaklarının arasına hızlıca göz attığında, onun azgınlığının kanıtının görünme- ye başladığını fark etti. "İç çamaşırına gerek yok, çı- kar hemen onu, Julia," dedi sert bir sesle. Julia sessizce kafasını salladı ve çamaşırını çıkar- dı. İpek elbiseyi alıp üzerine giydiğinde, Clay onun çıplak vücudunu saran kumaşa duyduğu kıskançlıkla ürperdi. Julia arkasını dönerek omzunun üzerinden ona baktı ve sırtı komple açık olan elbisenin görün- rüsüne şahit oluşunun onun suratında oluşturduğu ifadeyi seyretti. Clay keskin bir nefes aldı ve onun çıplak teni- nin görüntüsü arzusunu körüklerken ciğerlerine hava doldurdu. "Buraya gel, o incileri düzeltmem gerek," dedi ve Julia yaklaşarak onun önünde diz çöktü. Clay hızlıca bir hareketle incileri öne doğru çevirdi, böy- lece bir kısmı göğüslerinin arasından, bir kısmı da sırtından sarkarak inciden bir tasma gibi boynunda birleşti. "Şimdi kucağıma otur da sana bakayım," dedi.Julia ayağa kalktı, o güzel poposunu Clay'in bacaklarının üzerine yerleştirdi. Clay parmaklarını sırtının yumuşak derisinde gezdirmeye başlayın- ca nefesi kesildi. Onun bu hâli Clay'in sertleşmesi için yeterliydi. Ellerini vücudunda dolaştırarak karşı koyamadığı göğüslerine getirdi ve kaygan kumaşın üzerinden onları avuçlarına aldı. Göğüs uçları elmas taneleri kadar sertleşinceye dek de yoğurmaya de- vam etti. Julia keskin bir nefes alarak geriye doğru yaslandı. Sanki baskıya, dokunulmaya ihtiyacı var- mışçasına göğüslerini onun ellerine bastırdı, nere- deyse nefes nefese kalmıştı. Clay ellerini yeniden o muhteşem sırta uzattı ve beline doğru uzanan incile- rin üzerinde gezdirdi. "Seni becerirken bunların üze- rinde mi kalmasını istesem, yoksa seni becerirken, aynı zamanda bunlarla da mı oynasam karar vere- miyorum," diye mırıldandı ve incileri parmaklarının arasına aldı. "Onlarla nasıl oynayacaksın?" diye sordu Julia ateşli, arzu dolu bir sesle. Clay, "Göreceksin," dedi ve onu kalçalarından tutup üzerinden kaldırdı. "Fermuarımı aç, kadın, üzerimde kıyafetler varken beceremem seni." Bu sözleri duyan Julia'nın suratında o hınzır sırıtış belirdi. Clay'in pantolonunu dizlerine kadar indirdi, bacaklarının arasına yerleşti ve gömleğinin düğmelerini açarak ellerini göğsünde gezdirmeyebaşladı. Clay'in vücudu elektrik akımıyla kaplan- mıştı adeta, bunu sadece Julia yapabiliyordu ona. Vücudunun kontrol mekanizması sadece onun elin- deydi, hangi düğmeyi ne kadar çevireceğini sadece o biliyordu. Julia, göğüs uçlarını parmaklarının arasına alarak sertçe sıkınca, Clay cevap olarak gözlerini bir an için kapattı ve sertçe hırladı. "Sen olmadan bir şeyleri imzalamayı çok istiyo- rum." diye sataştı ona Julia, oyunlarına geri dönerek göğsünü yaladı. Clay onun ellerini tutarak arkasına götürdü. "Avukatınla başını belaya sokmaya başlamışsın bile. Seni ne olacağı konusunda uyarmıştım." Julia ürperdi. "Cezamı çekmeye hazırım." "Ama bu seferki çok farklı olacak, Julia, çünkü ellerimi kullanmayacağım," dedi Clay ve kolyeyi onun boynundan çıkardı. İncileri elinde dikkatlice tutarak ufak bir ilmek yaptı, sonra da bu ilmekle po- posuna hızlıca vurdu. "Ah!" dedi Julia, bir anda nefesi kesilmişti. "İlk seferinde net olarak anlaşıldığımı zannetmi- yorum, bu yüzden söylediklerimi yeniden dinlemen gerekebilir." "Ah, evet, sanırım yeniden anlatman gerekecek, çünkü söylediklerinin nasıl bir darbe vuracağını an- lamam lazım," dedi Julia ve şımarıkça göz kırptı.
Sayfa 38
110 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.