Sen nasıl bir romansın nasıl bir kitapsın ?
Martinim , dâhi , cesur , dürüst, cömert , mert ve gözünü budaktan esirgemeyen gayretine merakına aşık olduğum adam .
Bir aşkın peşine düşüp kendini yeniden var ederken o verdiğin mücadele , azim ve sabır karşısında saygı ile eğiliyorum. Hiç kimsenin sana inanmıyorken senin kendine olan inancına hayran kalmamak mümkün değil. Ve insanların ister alt tabaka isterse burjuvadan olsun gösterdikleri ikiyüzlülüğü o kadar güzel açık yüreklilikle sorguluyorsun ki ; Zaman zaman kendimi senin yerinde gördüm sevgili Martin .
Senin fikirlerin düşüncelerin hiçbir yere ait olamadılar . İnsanın kendini hiçbir yere ait hissetmemesi duygusu çok yorucu bir histir.
(Bilirim)
Bir kitaptaki karakterle özdeşleşmek benim için değerli ve o kitabı unutulmaz kılar. Kendime sürekli şu telkinleri verirken duydum, sakın vazgeçme sakın affetme!! . Ve ne kadar sevgi dolu bir adamdın . Sevgide cömert olanların diğer şeylerde de cömert olduğunu resmen kanıtladın . Bire bin verdin be dev yürekli merhametli bal peteğim .
Martinin girişini gelişmesini ve sonucunu adım adım iliklerime kadar hissettiren
Jack London kalemine sağlık. Bu kitabın Bana verdiği düşünce
Martin Eden dünyanın ve içindekilerin değersizliği oldu . Son olarak kitaptaki şu cümle benim için derin bir anlam buldu .
“ Kütüphane dolduracak kadar yazmak, kendi hayatını kaybeden adama ne fayda sağlar ? “
Bu kitabı çeviren
Levent Cinemre ye de teşekkür etmek isterim. O kadar güzel açıklayıcı bilgilerle kitabı daha anlaşılır kılmış . 2 ayrı ayraç ile okuduğum ilk kitap oldu :)
Kitaptan beğendiğim bir alıntıyı da ekleyerek kitaba dair düşüncelerimi noktalamak isterim .
Oysa aşk, aklın ötesindeydi .
Akıl vadisinin ötesindeki zirveleriydi aşkın memleketi .