James Joyce: Ah, güzel bir gün, değil mi? Kelimelerin dansıyla dolu dünya...
Sade: Ah, James, ne kadar naifsin. Kelimelerle dans ederken, ben onları yatağa atmayı tercih ederim.
James Joyce: Ah, cinselliğin sıradışı dansıyla ilgili yazabilirdiniz belki de. Ancak sanatın yatağı, sayfalar arasında gizlenen gizemlerle doludur.
Sade: Sanatın zevkli sırları mı? Evet, belki de benimle aynı frekansı paylaşıyorsun, James. Ancak cinsel özgürlük, sanatın arka bahçesindeki en gizli güzelliklerden biri.
James Joyce: Ah, cinsellik ve sanat arasındaki kırılgan denge... Bu, hem ruhu hem de bedeni doyurmanın çeşitli yollarını keşfetmemizi sağlar.
Sade: İkisinin de birbirini tamamladığı bir denge... Acaba bir gün yazdıklarımız, insanların bu derin gerçeği anlamasına yardımcı olacak mı?
James Joyce: Belki de biz sadece tohumları ekiyoruz, Marquis. Gerçek anlayış, belki de gelecek nesillerin görevi olacak.
Sade: Ah, Joyce, seninle konuşmak gerçek bir zevk. Kelimelerin arasında kaybolmak, insanı hem cennete hem de cehenneme götürebilir.
James Joyce: Bu yolculukta kaybolmak, asıl eğlenceli olanı bulmamıza yardımcı olur. Ve belki de gerçek zevk, bu yolculuğun kendisinde yatar, Marquis.
Joyce: Ah, Sade! Senin düşüncelerin özgürlüğün sınırlarını zorlar, ama acaba insan ruhunun karanlık dehlizlerinde kaybolmaktan korkmuyor musun?
Sade: Korku, zayıfların sığınağıdır, Joyce. Benim kalemlerim, insanın doğasının en derin gerçeklerini aydınlatmak için var. Sen de kelimelerinle zamanın ötesine geçmiş bir sanatkârsın, değil mi?
Joyce: Elbette, ama benim sanatım insanın iç dünyasının labirentlerinde bir yol gösterici. Seninki ise bu labirentlerdeki canavarları serbest bırakmak gibi.
Sade: Canavarlar, ha? Onlar bizim en saf hallerimiz. Toplumun zincirlerinden kurtulduğumuzda, gerçek özgürlüğe ulaşırız.
Joyce: Özgürlük ve kaos arasındaki çizgi incedir. Sanat, bu ikisi arasında bir köprü olmalı, yoksa yıkıma yol açar.
Sade: Yıkım, yeniden doğuşun habercisidir. Sen de bunu bilirsin. 'Ulysses'indeki her cümle, okuyucuyu alışılmışın dışına çıkmaya zorlar.
Joyce: Evet, ama benim amacım okuyucuyu şaşırtmak, onları düşündürmek. Senin amacın ise...
Sade: Benim amacım, onları özgürleştirmek. Senin kelimelerin gibi, benim eylemlerim de insanın içindeki potansiyeli ortaya çıkarır.
Joyce: Peki, sanatın sınırları nerede bitiyor, Sade? Ya da bitmeli mi?
Sade: Sanatın sınırları, insanın hayal gücünün sınırları kadardır. Ve benim hayal gücüm, sınırsız.
Burak Yelin