Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Cahil Hoca; bir pedagoji kitabı aynı zamanda eğitim felsefesi dersinde okutulan bir kitap olarak da değerlendiriliyormuş. Bize de üniversitesi hocamız bu doğrultuda kitabı okuyarak bir özet çıkarmamızı istedi. Normalde kitapları, diş ağrısı gibi olur olmadık zamanlarda aklıma gelip de bana rahatsızlık verdiği için yarım bırakmam; ancak bu kitabı yarım bırakmak durumunda kaldım. Kitabın oldukça ağır bir dili vardı, aynı zamanda bilmediğim pek çok kişi adı ve felsefi terim vardı. Zorlaya zorlaya kitabın ilk elli sayfasını okudum ancak sonunda, daha sonra -belli bir bilgi birikimine ve psikolojik olarak hazır olduğum başka bir zaman da- okumak üzere yarım bıraktım. Aşağıya kitaba dair okuduğum yere kadar olan özetimi bırakıyorum. ~~~~~~~~~~~~~~~~ Cahil Hoca kitabı aslında, 1818 yıllarında Joseph Jacotot adlı, devrimci bir eğitmenin başından geçenleri anlatıyor ; Joseph Jacotot sürgün edildiği Belçika’da yarım ücretli bir öğretmenlik görevi bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Hollandalı öğrencilere, kendisi de tek kalbime Flamanca (Hollanda ‘da kullanılan dil) bilmediği halde hocalık etmek zorundadır... Joseph Jacatot, öğrenciler ile ortak bir paydada buluşmak istiyordu ancak buna bir çözüm bulamıyordu. Bu durum Joseph Jacotot’un inanılmaz canını sıkmaya başlamıştı. Burada imdadına yetişen şey ise; Fénelon’un Telemak adlı eserinin iki dilli baskısı olmuştu. Burada Jacotot’un amacı; öğrencilerinin kendi kendilerine Fransızca ve Telemak’ı öğrenmelerine kılavuzluk etmekti. Jacotot bu eseri öğrencilerine vererek, onlardan anladıklarını Fransızca kaleme almalarını istedi. Ortaya korkunç uydurma ifadeler çıkacağına emindi. Ancak öğrencilerin geri dönütleri ile karşılaştığında oldukça şaşırmıştı; çünkü öğrencileri Telemak’ı anladıkları gibi bunu düzgün bir Fransızca ile de ifade etmişlerdi. Aslında kitap burada insanın; bilmediklerini öğrenmek için öğretmene ihtiyaç duymadığını gösteren bu deneyi konu alıyor. Şimdi kitabın birinci bölümüne dair genel bir bakış açısı sundum. Buradan yola çıkarak Jacotot gerçekten bir dil öğrenmek veya bir şey öğrenmek için öğretmene ihtiyaç duymadığını mı savunuyor? Aslında bu kadar koyu bir iddiada da bulunmuyor. Öğretmenin görevinin; öğrenciyi yönlendirmek ve öğrenciye gizlice sorular sorarak onların zekalarını ortaya çıkarmak olduğunu söylüyor. Öğretmen, bilgiyi doğrudan aktaran değil bilgiye ulaşılmasını öğreten kişi olmalıdır. Öğretmenlerin, öğrencilerine soru sormasının önemi üzerinde durmuştuk. Burada Sokrates ile bir benzerlik yakalayabiliriz. Sokrates’te Sokratik yöntemle bir insanın bilmediği şeyi öğrenebileceğini-daha doğrusu hatırlayabileceğini- savunur. Ancak Jacotot, Sokrates’ten bir noktada ayrılıyor. Sokrates öğretmek için soru sorar, ve merkezde kendisi vardır. Ancak Jacotot’ta öğrenmek vardır; öğrenci ile öğretmen arasında karşılıklı bir hareket vardır. Hatırlarsak Jacotot, öğrencilerinin Fransızca öğrenmelerini sağlarken diğer yandan kendisi de Flamanca öğreniyordu.
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,282 okunma
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.