+Fazla mı kirliyiz sanki...
- Biz fazla kirli değildik, biz fazla kirletildik sanki
- İlk darbe değil ki bu, Küçük kız. Neden koydu bu kadar?
+ Bilmiyorum, Acımasız. Her darbe sanki ilkmiş gibi. Alışamadım, bir türlü bende bu duruma.
- Alışmak zorundasın. Her darbe de yıkılırsan, hep yerde kalırsın.
- Dikkat çekeceksin, böyle yaparak, insanların sana bakmasını mı istiyorsun...Şu nefesini düzene sok, ellerinin de titremesine hakim ol, dikkat çekme.
+ Yine aynı şey. Ne b*k olduğunu da anlamıyorum ben, Acımasız.
- Giden biri özlemekten, korkmuyor demektir. Kalan da alışır.
+ Ya giden, zorundaysa...
- Kader. Elden bir şey gelmez. Fazla can yanmasın. Sessiz bir veda yeterli. Kalanda kessin, sesini, giden de. Karşılıklı hataların, sonucuna katlansın, ikiside.
+ Fazla karmaşık...
- Küçük kız, gitmen gerek.
+ Biliyorum ama yorgunum ben, Acımasız.
- Bu kimsenin umurunda mı?
+ Sanmam. En iyisi gidelim biz, Acımasız.
+ Acımasız, içimi bilselerdi, öyle demezlerdi değil mi?
- Kimi gördüklerine göre değişir düşünceleri... Kafanın içinde ki karanlığı unutma.
+ Öyle, Acımasız. Seni, gördüklerini düşünsene. Bu daha kötü olurdu. Onlar sadece senin yansımanı görüyor.
+ Battım ben galiba, Acımasız. Çıkamıyorum. Nefes alamıyorum, burda.
- Küçük kız, sen hiç batan geminin, kaptanının kurtulduğunu duydun mu?
+ Duymadım, batan gemiden sağ çıkan olmaz ama ben yaşıyorum. Nefes zor alıyorum ama nabzım atıyor.
- Umut var mı, deme bana küçük kız... Sakın deme
+ Hiç akıllanmaz. Bu küçük kız değil mi, Acımasız?
- Hiç akıllanmaz ama sonu kötü biter, hep. Küçük kız, iyi bir kaptan değilsin sen, demek ki. Artık bırak kaptanlığı. Gemi değiştirmekten vazgeç. Hep batıyorsun.
+ Akıllandım ama Acımasız. Evet, bence de nefesim kesilen kadar durmalıyım, öylece.