Kadın neden Adem'in kaburga kemiğinden yaratılmıştır ?
Bundan 5 000 yıl önce çiviyazısını icat eden Sumerliler, zengin bir edebiyatı da yaratmayı başarmışlar. Bu edebiyatın izleri, özellikle tektanrılı dinlerin kitaplarına da girerek zamanımıza kadar ulaşmıştır. Bunlar arasında etkisi çok belirgin olan konulardan biri, Sumerlilerin "cennet efsanesi"dir.
Bu efsaneye göre, Yer Tanrıçası Ki, Dilmun denilen tanrıların oturduğu cennet bahçesinde 8 çeşit bitki yetiştiriyor. Bunların yenmesi yasak. Fakat Bilgelik Tanrısı Enki dayanamayıp iki yüzü olan vezirine bunlardan toplattırarak yiyor. Buna çok kızan Tanrıça, Tanrı'yı lanetleyerek ölüm halinde hastalanmasına neden oluyor. Bu duruma üzülen tanrılar, tanrıçaya onu sağlığına kavuşturması için yalvarıyorlar. Kalbi yumuşayan tanrıça, tanrının yanında oturarak her ağrıyan yeri için bir tanrı veya tanrıça yaratıyor.
Böylece tanrının yediği 8 bitkiye karşı sekiz organından sonuncusu kaburgaya geliyor sıra. Onu iyi edecek bir tanrıçadır. Adı da "kaburganın hanımı" anlamına gelen Nin-ti olmuştur. Bu kelimeden Nin hanım, ti kaburga demektir. Ti'nin ikinci anlamı "yaşam" dır. İkinci anlam alınırsa adı "Yaşamın Hanımı" olur.
Bu hikâye yazılı veya sözlü olarak yüzyıllar boyu varlığını sürdürüp Tevrat'a kadar gelmiştir. Burada Sumerin cennet bahçesinde yasak meyveyi yiyen tanrı "Adem" olmuş. Kaburgasını iyi eden tanrıça, kaburgadan yaratılan kadına dönüşmüş. Tanrıça'nın adındaki tinin anlamı "yaşam" olarak alınarak bu kadına "yaşamın hanımı" anlamındaki "Havva" adı verilmiştir (Kur'an'da Havva anlamı yok). Tanrı'ya yasak meyveyi getiren iki yüzlü vezir de bazen şeytan. bazen yılan veya kadın olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sayfa 56Kitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.