Gönderi

Fizyolojinin, bir çocuğun normal gelişiminin işaretleri olarak gördüğü iki büyük simgenin de hareketle ilişkili olması ilginçtir. Söz konusu iki simge yürümeye ve konuşmaya başlamaktır. Bu yüzden, bilim bu iki motor işlevi insanın geleceğini okuyabileceği bir doğum haritası olarak görmüştür. Çünkü bu iki karmaşık gösterge, gelişmekte olan insanın egosunun, ifade ve etkinlik araçları üzerindeki ilk zaferini kazandığını göstermektedir. Yürümek hayvanların da sahip olduğu bir özellikken düşünceyi ifade ettiğinden dil, insana has bir özelliktir. Hayvanı bitkiden ayıran özellik hayvanın kendi kendine hareket edebilmesidir ve bu hareket özel uzuvlardan beklendiğinde yürümek temel bir özellik hâlini alır. Ancak insanda, her ne kadar hareket etme yeteneği bütün dünyayı ele geçirmesine yetecek kadar güçlü olsa da, akıllı bir varlık olarak sahip olduğu esas özelliği yürüyebilmek değildir. Zihin ile ilişkili olan asıl "motor özellikler," dilin sesle ilgili organlarının ve bir düşünceyi zihnin hizmetinde eyleme geçiren ellerin hareketleridir. Tarih öncesi çağlardaki insanların ilk izlerinin, onların ilk aletleri olan yontulmuş ya da cilalanmış taşlar olduğunu biliyoruz. O hâlde bu, yaşayan canlıların biyolojik öyküsünde çığır açan bir özelliktir. Boşlukta yitip giden bir ses iken insan elinin taşlara işlediği bir şeye dönüşen dilin kendisi, insanın geçmişinin bir belgesi olarak karşımızda durur. Beden morfolojisi ve yürümek, elin bu şekilde özgürleşmesiyle, ön bacakların sırf hareket etmekle kalmayıp başka işlevleri üstlenmesi ve bu sayede zihnin uygulama organları hâline gelmesiyle karakterize olur. İnsanın, tininin ve hareketinin işlevsel bütünlüğünü ifşa ederek, yaşayan canlıların evriminde yeni bir konuma sahip olması bu şekilde mümkün olmuştur.
Sayfa 82 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.