Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Köleliğin Sonu
Ortaçağ'daki serfler (toprağa bağlı köleler) de nazara alınırsa, Avrupa'da kölelik öteden beri çok yaygındı. Köleler, hemen hiçbir insanî hakka malik olmadıkları gibi, en ağır işlerde ölesiye çalıştırılırlardı. Fransız ihtilälinden sonra Batı Avrupa'da beyaz köle adedi çok azalmıştı. Ancak Doğu Avrupa'da bilhassa Rusya'da milyonlarca beyaz köle vardı. Beyaz kölelerin yerini Batı Avrupa'da, Afrikalı köleler almaya başlamışsa da, kanunî bir takım mâniler sebebiyle büyük bir meblağa ulaşmamıştır. Amerika'nın keşfinden sonra, buradaki arâzilerde ziraate başlayan beyazlar, yerlileri çalıştırmaya kalktılarsa da, ziraate alışık olmayan bu insanlardan bekledikleri randımanı alamadılar. Bunun üzerine Afrika'ya yöneldiler. Milyonlarca siyahî, köle yapılarak, gemilerle Amerika'ya taşınmış; bunların beşte dördü çok kötü şartlar altında, daha yoldayken ölmüştür. Bu siyahi köleler ölesiye çalışarak, Amerika'nın müreffeh istikbalini hazırlamışlardır. Sanayi inkılâbından sonra, boğaz tokluğuna işçi çalıştırmak, bir köle âilesine sahip olmaktan daha avantajlı hâle gelmiştir. Bunun da tesiriyle kölelik ilk defa 1832'de İngiltere'de, 1848'de Fransa'da, 1858'de Portekiz'de, 1863'de Rusya ve Hollanda'da, 1865'deki iç harb sonunda Birleşik Amerika'da, 1888'de Brezilya'da, 1926'da Nepal'de ve 1929'da İran'da yasaklanmıştır. Bunun üzerine hürriyete kavuşan köleler, eski efendilerinin yanında boğaz tokluğuna fiilen köleliğe devam etmek zorunda kalmışlardır. 1956 senesinde Birleşmiş Milletler'in kabule açtığı ve köleliği kaldıran milletlerarası mukaveleye Türkiye 1964'te imza koymuştur. Günümüzde bazı ülkelerde eskiden kalma kölelerin bu statüsü gizliden gizliye devam etmektedir.
Sayfa 387Kitabı okudu
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.