Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Bugün günlerden 26 Nisan Cuma günü. Saat 03.26 ve yazdığım vakitle beraber daha da ilerlemeye devam ediyor. Bu satırları neden yazdığımı inan bilmiyorum. Daha önce seninle vedalaşmak için çokça fırsatım olmuştu ama hiçbirinde bunu yapabilecek cesaretim yoktu. Ne oldu da şimdi o cesarete sahip oldun diye sorarsan bana, susmak dışında bir şey yapabileceğimi sanmıyorum. Bugün tam dört senedir yapmam gereken şeyi yapmak için buradayım. Dünyaya geldiğim bir Nisan akşamı gibi yine sana bir Nisan akşamında geldim son kez. Sana veda etmek için... Senden vazgeçebilme fikri, sensiz bir hayatta nefes alabilme fikri tüm ayazlardan daha çok titretirdi içimi. Nefesimi sıkıştırırdı senin nefes almadığın bir şehirde o havayı solumak. Ama bunların bir önemi olmadığını en ağır şekilde görerek öğrendim merak etme. Biz aynı şehirde olduğumuz da bile aynı gökyüzüne bakmıyorduk. Ne güneşimiz aynıydı ne de ayımız. Hatta gözlerimi alamadığım o yıldızlar bile bize aynı parlamıyordu. Ne günümüzün doğuşu ne de günümüzün batışı aynıydı. Şimdiler de ise zamanında aklımın almayacağı o şeyi üç yıldır yaşıyoruz. Artık aramızda kilometrelerce mesafe var. Aynı şehirde iken bile aynı güneşi görmeyenler sanma ki aynı gökyüzüne bakabilirler. Eskiden her zorluğu aşabileceğimi düşünürdüm, her şeyden vazgeçebileceğimi, her şeyi senin uğruna feda edebileceğimi... Keşke bunları gözümü karartıp yapmadan önce sonunda değip değmeyeceğini düşünseydim. Amacım seni kötülemek değil merak etme. Seni hiçbir zaman kötü hatırlamayacağım, bunu istemiyorum. Zihnimde, anılarımız da hep kahkaha seslerimizi hatırlayacağım. Onca seneye rağmen çok az vakit geçirdik ama sorun değil inan bu da sorun değil. Sorun artık kendimi tanıyamam, sorun artık kaybolmam. Sensizlikten ölesiye korkarken ruhumu bensizliğe mahkum ettiğimi hiç fark edememiştim. Ruhumun feri söndü, aynaya baktığımda gördüğüm kişi bana çok yabancı artık. Sanırım artık uyanma vaktim... Senin peşinde koşarken yolda bıraktıklarımı toplamaya dönüyorum usul usul. Tüm sokaklar benliğimle dolu, tüm caddeler sesimle kuşatılmış. Zamanında sana yetişebilmek için çıplak ayakla, arkama bakmadan koştuğum o kaldırımları usul usul, sana dönmeden adımlama vakti. Senin yaralarını sararsam, seni hayatında yaptıklarının aksine gerçekten seversem beni görürsün sanmıştım ama öyle değilmiş. Ben seni iyileştirdikçe, sevdikçe, mutlu oldukça hep başkasına gittin. Gözün gözüme değsin diye çabalamaktan her tarafım yara bere doldu. Ama senin aksine benim yaralarımı ne ben sarabildim ne de umursayıp bana döndün. Şimdi ise hem kendimi senden azat ediyorum hem de seni benden. Sen sana veda ettiğimi asla bilmeyeceksin, çünkü asla anlamadın, görmedin. Ama artık nefes almak istiyorum, artık güneş sadece bana doğsun istiyorum. Kırılan kanatlarımı onarma vakti. Umarım bu hayat sana iyi davranır, adil olur bana olmadığının aksine. Seni asla unutmayacağım insan ilk defa çarpan kalbini, ruhunun fısıltısını unutmaz. Benim için hep özel olacaksın. Hayatında usul usul gideceğim ve sen bunun farkında bile olmayacaksın. Ne zaman arkanı dönüp seni hep orada beklemesine alıştığın limanına dönersen ve orada benim yerime ıssız bir yalnızlık görürsen işte o zaman belki anlarsın sana veda ettiğimi. Hep birinin arkasında yürümekten çok yoruldum, şimdi kendi yolumda en önde yürüyeceğim. Kendine iyi bak, mutluluğun daim olsun. Elveda..." -Mihre
·
241 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.