Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

332 syf.
·
Puan vermedi
FİNLER DE DESTAN YAZABİLİR
Tolkien’in, “Yüzüklerin Efendisi”ni yazarken Kalevala destanından kısmen ilham aldığı söyleniyor ama, doğrusu destanı okuduktan sonra bile, adı geçenin bunu ne şekilde yapmış olduğunu anlayamadım. Bu destanın, Tolkien’in beslendiği pek çok kaynaktan yalnızca biri olabileceği ise makûl bir görüş. Finler’in Kalevala destanı (Kalevala: Kaleva Diyarı), diğer pek çok destan gibi hem evrensel hem de yerel özellikler sergiliyor. Başlangıçta Dünyanın nasıl oluştuğunu açıkladıktan sonra, Finlandiya topraklarındaki eski insanların nasıl yaşadıklarını ve çevrelerinde neler gördüklerini anlatıyor. Gerçeklerden ve hayallerden birlikte yararlanıyor. Kendini tekrarlayan, bolca macera içeriyor. Jung’un “Kolektif Bilinçdışı” fikrini akla getirircesine, destanların tüm insanlığın benzerliğini gösteren bir yönü var. Aslında bu gayet doğal. İster Baltık kıyılarında, isterse de Afrika çöllerinde olsun, Güneş’e ve Ay’a, onlara yeryüzünden bakan her insan tarafından “hükmedici” özellikler atfedilmesi anlaşılır geliyor. Kurt, kaplan ya da kartal gibi evcilleştirilemeyen hayvanların, evcilleştirilmiş diğer hayvanlara nispetle yüceltilmesi de öyle. Diğer taraftan, şaşırtıcı biçimde pek çok yerde kendini gösteren bazı “şablon hikâyeler” de var. Örneğin, yutulduktan sonra balığın karnında hayatta kalan insan… Ancak bu evrenselliğin yanında, elbette ki bölgeden bölgeye seyreden kimi farklılıklar da mevcut. Zaten bir destanı, bir toplumun sözde malı kılan da, daha çok bu istisnaî ve yerel özellikleri (Hangi destan, yalnızca tek bir milletin malı olabilir?). Finler’in Kalevala destanı, evrensellikten payını aldığı kadar, Finlandiya topraklarının kendine has yapısını da yansıtıyor. Nedir bu yapı: Kırsal ve çok soğuk bir coğrafya, tarım ve hayvancılığa bağlı bir yaşam, kabileden çok da büyük olmayan bir örgütlenme tipi, erkeklerde yiğitlik - kadınlarda namus, vb. Çok orijinal bir destan olduğunu söyleyemem Kalevala’nın. Öteden beri Finlandiya topraklarında anlatılan ve sonradan Hıristiyanlığın da etkilediği hikâyelerin Elias Lönnrot tarafından derlenmesinden oluşan destan, asıl önemini Fin halkının ulusal gururunu tatmin etmesinden alıyor. Uzun yıllar başka milletlerin hâkimiyeti altında yaşamış olan ve dillerinin yetersiz olduğu düşünülen Finler’den de böyle bir eser çıkabilmesinin yarattığı etkiyi varın siz düşünün. Onu, tâ 1960’lı yıllarda Türkçe’ye çeviren Muammer ve Lale Obuz ise ayrı bir alkışı hak ediyorlar. 50 runodan meydana gelen bu destanı bizler için güzelleştiren asıl bu çift olmuş.
Kalevala Fin Destanı (Runo 1-25)
Kalevala Fin Destanı (Runo 1-25)Elias Lönnrot · Balkanoğlu Matbaacılık · 196513 okunma
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.