Gönderi

usûl bilmek Usûl bilen söylemenin, eylemenin ne demek olduğunu bilir. Çok eyler, az söyler. Usûl bilmeyen her şeyi eylerim, söylerim sanır; çok söyler, az eyler. Usûl bilmeyene her şey kolay görünür. Terzinin yaptığı iki dikiş atmak, ressamın yaptığı iki fırça sallamaktır ona göre. Çok kolay fetva verir, her sorunun cevabını bilir. Bir fıkıh hocasının ilk derste öğrencilerine “Size bilmiyorum demeyi öğreteceğim.” demesine hayran oldum da oradan çıktı bu konu. Yirmilerime varmamışken, daha yolun en başındayken aldığım en ciddi iltifat rahmetli komşumuz Nimet Teyze’nin “Bilmediğin- de ‘bilmiyorum’ dediğin için sana güveniyorum.” sözü olmuştu. Daha on beşlerinde, aklı bir karış havadaki bizlere “bilmiyorum” demeyi öğreten Fazilet Kur’an Kursu’ndaki hocalarıma (Ali Fikri Yavuz, Nedim Urhan, Hüseyin Erdoğan, İbrahim Tanrıkulu, Mahmut Bayram, Fahrettin Dinçkol ve daha birçoğu) rahmet ve minnet duygularımla dualarımı sunarım. Genç arkadaşlarıma her şeyden önce “Usûl” okumalarını hararetle tavsiye ederim. Bakın bakalım haram/helal demek ko- lay mıymış? İki ayet, üç hadis okuyunca ahkâm kesilir miymiş? Hadisleri bir çırpıda reddetmek veya her birinden bir hüküm çıkar zannetmek nasıl bir cahillikmiş. En azından Babanzâde’nin- Tecrid’e yazdığı Mukaddime’yi okumadan bu konularda ağzımızı açabilir miymişiz? Hasılı usûl bilen haddini bilir, bilmeyen her şeyi bilirim sanır. Aslında gerçek bir sanat olan bonsai ağaçlarına bakar, “Ne var bunda bu kadar sergilenecek, iki bodur ağaç” der. İnci bulmuş horoz gibi gider yemciden bir inciye karşılık bir darı ister. Not: Burada “Usûl” den kasıt, âdâb-ı muâşeret veya bir şeyi usulüne göre yapmak anlamındaki günlük kullanım değil Tefsir Usûlü, Hadis Usûlü, Fıkıh Usûlü gibi ilimlerdir. 27 Ekim 2020
·
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.