Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çocukluğumda içinden çıkılmaz bir kafa karışıklığıyla, ergenliğimde güçlü bir öfkeyle şimdilerdeyse garip, huzurlu, anlayışlı bir kabullenişle irdeliyorum özgür iradeyi. Olmak zorundadan olmalıydıya sonrasında ise olabilirdi belki de diyerek kabul ediyorum olmadığını. Özgür irade yalnızca bir yanılsamadan ibarettir. Tıpkı tanrı gibi o da bilincimizin kriz anında doğurmak zorunda olduğu bir olgudur yaratmasaydık delirirdik bir sanatçı yahut tanrının kendisi gibi. Gelelim neden özgür iradeden bahsedemeyeceğimize özgür iradeden bahsedebilmek için münferitlikten bahsetmek zorundayız gördüğünüz gibi daha başlamadan dahi olmadığı apaçık çünkü istesek bile asla evrenden, doğadan ve birbirimizden ayrı bağımsız özerk olamayız. izin verin bir örnekle kanıtlıyım diyelim ki bir adam eşinden dayak yediği için boşanmak istiyor olsun ama etraftaki baskıdan dolayı bunu yapamıyor olsun bu birinci kanıt aynı olay üzerinden bana diyebilirsiniz ki adamın boşanmaya karar vermesi özgür iradeye kanıt olmaz mı hayır olmaz çünkü o da birdenbire kendiliğinden değil eşi onu dövdüğü için ayrılmak istiyor biraz daha geri gidelim evlenme kararına bunu tek başına mı karar verdi yoksa eşi, ailesi ve hatta devletle bağ kurarak mı? Biraz daha özelde bir örnek vererek devam edeyim daha önce hiç İnto The Wild izleyen var mı bilmiyorum ama medeniyeti terk edip giden bir adamı anlatıyor gerçekten varolmuş bir adamı filmi de övdükten sonra devam edeyim adam yolda Alaska'ya giderken bir sürü insandan yardım alarak, yardım ederek, tanışarak yani etkileşime girerek gidiyor Alaska'ya yani yola başladığıyla aynı insan değil. Yola başladığıyla aynı insan değilse nasıl insanların özgür iradelerinden bahsedebiliriz ki yola çıktığında yanına alacağı eşyaları yolda gördüğü ve onun yerine bunu al diyen adamı dinlediği an bile özgür iradesinin yara aldığını söyleyemez miyiz? bir diğer nokta filmin başında kamyonetten inerken sürücü ona bir çift bot veriyor ki donmasın bu bile onun yolunu tamamen değiştirdi belki 3 günde öleceğine 3 yılda öldü (spoiler için özür dilerim) böyle iç içe bir hayata sahipken özerklik bize bu kadar uzakken özgür irade yanılsamasına bu denli şiddetle bağlı olmamız gülünç ama bunu da anlıyorum olmak zorundayız tıpkı ölümü gün içinde hatırlamamak zorunda olduğumuz gibi yani sağlıklı devam etmek için konudan çok sapmadan aklınızdaki fikre geri döneyim yola çıkmak onun özgür iradesinin karşılığıydı diye düşünüyorsunuz hayır değildi ailesi sürekli tartışıyordu ve çok fazla Jack London okuyordu gördükleri onu gitmeye mecbur etti ama başka bir şey de seçebilirdi değil mi örneğin Cioran okumuş olsaydı intihar da edebilirdi değil mi? İşte sorun bir noktada bu karşısına Cioran yerine London çıkaran neydi ya da ikisini de okuduğunu varsayalım birini diğerine tercih etmesinin sebebi neydi özgürce yaptığı seçim mi? gene hayır bugüne kadar denk geldiği olaylar biriktirdiği anılar seçim yapmamızı hep önceki deneyimlerimiz etkiler oysa biz o deneyimleri aptalca bulmakla beraber kendimizle bağdaştıramayız. Bir araştırmaya göre beyin gelecekteki ya da geçmişteki kendini düşünürken başka birini düşünüyor gibi hareket ediyormuş o zaman geçmişte birkaç kez aldatılmış ilişkileri bok gibi olan şu an düşündüğümde tam tersi şekilde davranacağımı bildiğim biri ( yani ben) nasıl şu andaki ilişkilerimi etkileyebiliyor şunu yazarken rüzgar, dinlediğim şarkı, geçmiş deneyimlerim hepsi beni etkilerken nasıl bunu benim yazdığımı düşünebilirsiniz çünkü bu yazıda beni aldatmış bir kadının da kelimeleri var beni göğün tepesine çıkarıp birden oradan bırakmış bir kadının da canı yandığından göğün tepesine çıkarmak istememe inatla direnen bir kadının da nasıl benim yazım derim buna başta bahsettiğim de bu işte metinlerarasılık dediğimiz de bu canlılar birbirinin üstüne basarak, öpüşerek, tartışarak, yumruklaşarak, sevişerek, birbirini öldürerek ve birbirini yaşatarak var olurlar. Özetle yaşam için devinim devinim için etkileşim ve bu etkileşim için bunun kendi tercihimizle olduğunu düşünmek şarttır elbette ki tüm bunlar için de yaşam şarttır. Bizler köpeğin kendi kuyruğunu takip etmesi gibi içinde yaşadığımız çemberi durmadan yürümek zorundayız ama güzel olan her bir turumuzda tur ne kadar uzun veya ne kadar kısa olursa olsun o çemberi dolaşan her ne kadar siz olsanız da değilsinizdir monadlarınız bir bütünün monadlarıdır doğru ama her yaşamda birbirnden milyonlarca kez farklı bir siz yürür o çemberde üstelik sizin monadlarınız değiştiği gibi diğer varlıkların da moandları değiştiğinden çemberde aynı kaldığını düşünseniz de bir önceki turdan tamamen farklıdır. Parçalar değiştikçe bütün varlığını sürdürebilir bu varlığın mutlak koşuludur yaşayabilmek için değişmek mikro evrende kendinizden yola çıkarak bunu görmek kolaydır 5 seneki sizle şimdiki siz baştan sona farkılsınız ama nihayetinde gene sizsiniz olmak zorundasınız tıpkı zihninizdeki herhangi bir monadın bir çağ sonra şu an savunduğu şeyin tam zıttını savunurken bunu gayet doğal karşılaması gibi gene sizsiniz her şey yaşama içkindir gördüğünüz her şey en aptalcası da en mantıklısı da en canicesi de en merhametlisi de yaşama yani size içkindir
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.