Gönderi

Aşk kilitleri
Derin bir iç çekerek devam ediyorum yürümeye, rüzgârdan uyuşmuş ellerimi birbirine sürterken, köprünün tırabzanlarına asılmış birçok asma kilitleri görüyorum. O kadar çoklar ki, hayretle bakıyorum. Bazıları rengârenk, bazıları paslanmış, bazıları kalp şeklinde, bazıları daha yeni takılmış olacak ki ışıl ışıllar. Bu asma kilitler ne umutlarla takıldı buraya, anahtarları da akan nehire mi atıldı? Âşık oldukları veya âşık olduklarını zannettiği kişilerle bir ömür boyunca birlikte olmak için yapılmış totem miydi? Bir kişiyle koca ömür geçirmek, beraber yaşlanmak mümkün müydü? Nerden biliyorsun onun ve/veya senin değişmeyeceğini? Sen ve/veya o başka boyutlara geçerken, altta bırakılan boyutlarda kalan ve bunu anlamayan bir idrak ile baş başa kalındığında ne yapacaksın? Dişil enerjiler daha mı çok duygu yüklü taraf oluyor, illa beni sevsin diye mi bu asılan asma kilitler? “Neden köprüye asılıyor bu kilitler? “ Köprü ve kilit simgelerinin ortak noktası; iki nesneyi birbirine bağlamak ve onların ayrılmadan birlikte kalmasını sağlamasıdır. Aşk kilitleri; iki farklı kişiyi birbirine bağlayıp, ölümsüz Aşk’ı yaratabilir mi? Aşk ritüeli olmuş bu asma kilitlerle, aşkınızın ağırlığından köprüyü bile çökertebilirsiniz, belli mi olur? Bunu belirtmeliyim ki, gerçekten çökmüş köprüler de var, ama aşkın ağırlığından çökmedikleri kesin! Bu Aşk ritüeli oldukça basit; bir asma kilit alıyorsunuz, üzerine isimlerinizi yazıyor, gününü tarihini de ekliyorsunuz ve asma kilidi aşkınızın ölümsüzlüğünün bir simgesi olarak köprüye takıp anahtarını da nehire doğru olabildiğince uzağa fırlatıyorsunuz. Aşk, iki uzağı birleştirmek miydi? Aşk kilidinin hikâyesini internette okuyunca, “Aman Allah’ım kim, neden, niçin ister bunu“ dedim, kendi kendime. Hazin dolu bir hikâyeyi, nasıl olurda kadınlar kendi başlarına gelmesin diye bir Aşk ritüeline dönüştürürler! Ve bu ritüele erkekler de dahil olmuşlar gün geçtikçe. Aşk bu değildi bence! Senden gitmek isteyene; yol verip, önünü açmaktı Aşk! Bazen fedakârlık etmekti. Fedakâr kelimesindeki kâr, kâr gibi değil, kâr beklemeden fedakârlık yapmak, fedakâr olmak gerekirdi!
Aşk’ın Ziline Basıp Kaçtım! Ne Olacak Görelim
Aşk’ın Ziline Basıp Kaçtım! Ne Olacak Görelim
Yonca Kösemeci Sönmez
Yonca Kösemeci Sönmez
·
90 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.