Gönderi

HUZURLU MUSUNUZ? Afrika'nın Gana'sından gaydırı gubbak yollarla ülkemize gelmiş olan gadası kara gaddar bakışlı Ganalı kaçağın taşıdığı un çuvallarının dizili bulunduğu ekmek fırının, boyası gecikmiş duvar dibinde yer alan hamur karma makinesinin başında yer alan ve orada yer almak için Afganistan'dan birkaç ülkeyi pas geçerek, dağdan bayırdan yürüye yürüye taa İstanbul'a gelmiş bir kimliksizin dokunduğu osuruktan bir düğme ile çalışıyor Canan Karatay hocanın yemeyin dedikçe bizlerin çaresiz yediğimiz o beyaz ekmeğin sağa sola dönen teknesi kimsenin umurunda değil de ondan! Neden geldin yerine nerelisin diye Türkçe sorulan soruları kendine zerrece sorun etmeyen ve bu minvalde Sivaslı diyerek de komiklik yapan Somalili bir soytarının, memleketin sokaklarını elini kolunu sallaya sallaya Çin'den ithal edilip, meşhur saatçi handa kilo ile satılan saatleri seyyaren sattığı, satabildiği sokağın köşe başında; Tokat ilimizden gelip omuzladığı simit tepsisine yasak haykırışı ile engel olunuyor da ondan! Çağımızın altın rehberi olan ve paket servisi isimli sayısız işyerlerinin bünyesinde paldır küldür çalıştırılan ve bu sebeple tüm memleketi sokak sokak değil hane hane, isim isim tanıyan, oturma izni sorululamayacak kadar fazla kaçak çalışanın yattığı yerden ahkâm kestiği, kesebildiği ile ilgili tek bir zümrenin dilinden, bu işte bir yanlışlık var cümlesi duyulmuyor da ondan! Sayılarının sayılamayacak kadar çok olduğu gerçeğinin üzerinin, saydığı makamlarda oturanlar tarafından özenle örtülüşüne sessiz kalan ve'fakat devlet baba diyerek her ortamda aynı o makam sahiplerini öz babasını sahiplenircesine sahiplenen insanların, neden diye tek bir soru sormaması için makarna paketine şükür etmesine itiraz edilmesin diye makarnanın yanına kiloluk yağ eklenişine kaş çatmak yerine gülünüyor da ondan! Yıllarca emek vererek hak ettiği emeklilik yıllarını huzur içinde geçirip, huşu içinde öte tarafa gitmesi gereken milyonlarca emekli insanın, hak ettiğini vermeyerek canına tak ettirenlerin; tam sabır sınırı taşacak olduğunda, ikramiye adı altında şimdilik nefes al diye verilen sus payı ile yetmişlik nefeslerin koşa koşa bankamatik eli öperek başlamaya alıştırıldıkları içi boş bayramlara, Bayram emmiler hariç kimsenin çıt ses etmeyişini normalmiş gibi kanıksadık ve bu hazin durum, maalesef artık kimsenin kanına dokunmuyor da ondan! Her şey birbirine öylesine bağlı ki.. ondandır olmaması gerekenlerin oluyor olması ve olması gerekenlerin olmuyor ve olmayacak oluşu! Bu sebeple sormak ve cevaplamak elzem; Nereden başlıyordu her şey? Aile! Aile neydi? Huzur! Çevrenize dikkatle bakın lütfen ve düşünün; kaç dağılan aile, kaç yıkılan hane görüyorsunuz ve gördüğünüz kaç gözde huzur, kaç seste güven var? Neyse uzatmadan son bir soru daha sorup keseyim; Huzurlu musunuz? ...... 𝓡𝓪𝓶𝓪𝓴 𝓚𝓪𝓵𝓭𝓲 / Samim İĞDE
·
67 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.