Hüseyin, ah canım Hüseyin. Kendimden bir parça, babamdan, kardeşimden, annemden birer parça gördüğüm Hüseyin… seninle tanıştığım için çok mutlu oldum. Hüseyin bir kızı bir oğlu olan, kendi rutinine her gün hiç sapmadan bağlı kalan, işini doğru yapan ve kendisini sorumluluklarından bir adım sonrasına koyam bir aile babası. O bu rutininden, monoton yaşamandan çok memnun bir adam. Hem dakik hem de o kadar dakik ki bu monotonluğu bozacak şeyleri bile bir adım öncesinden tahmin edebilecek kadar görevlerine, sorumluluklarına, bağlı bir adam. Ama tüm bu monotonluk gördüğü bir rüya sonrasında bozulur çünkü vücudunda yeşil yeşil benler çıkmaya başlar. Doktora gider doktor şimdiye kadar böyle bir şeyle karşılaşmadığı için çaresiz kalır ve benler o kadar çoğalır ki vücudunun bir kısmını kaplar küçük, minyatür bir orman haline gelir. İşte düzeni tamamen bozulan bir adamın hem fantastik hem de içimizden olan öyküsü Metamorfoz. Ben böyle diyince sizin aklınıza hemen Kafka’nın Dönüşüm kitabı gelmiş olabilir çünkü ben kitaba başlarken öyle düşünmüştüm. Ama öyle değil. O bir gün uyandığında ormana dönüşmüyor. Yavaş yavaş bir süreç halinde dönüşüyor ormana. Ki bu süreç, aile bağlarındaki yavaş yavaş kopmalar, işinden kopması okurken sizi de duygulandırıyor. Çocuklarıyla oynamayı, onlarla zaman geçirmek için eve gitmeyi isteyen bir adamın, çocuklarıyla oynayamadığı, onların yanına yaklaşamadığı öpüp koklayamadığı bir sürece evrilmesi çok ağır oldu benim için. Bir adamın kendi dünyasındaki o çokluktan tamamen yalnızlığa mahkum kalışı beni çok etkiledi. Ben kitabı sevdim. Tek öykülük bir kitap bir oturuşta bile bitecek akıcılığa sahip çünkü sonunda ne olacağını çok merak ediyorsunuz. Yer yer günümüz problemlerine yer yer de insanın ruh halindeki dalgalanmalara yer veren yazar güzel bir öykü kitabı sunmuş bizlere. Meraklısına, ilgilisine tavsiyedir.

MetamorfozRuhver Barengi · İnkılap Kitabevi · 070 okunma

·

40 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hayriye