Gönderi

"Dokunulmaya bayılıyorsun değil mi?" Clay soru sormamıştı, tamamen gerçeği söylüyordu. "Senin tarafından, evet. Ne olur, bana dokunma- ya devam et." Julia'nın sesi arzudan titriyordu. Eğer Clay ona şimdi dokunmazsa buharlaşacakmış gibi hissediyordu. "Dokunacağım ama senin bu kadar azdığını başkalarının görmesini istemiyorum, bu yüzden bu- rada durarak gözlerini balkondan ayırmamanı iste- yeceğim. Vücudum seni saklayacak," diye fısıldadı Clay. Ardından da geniş göğsü, güçlü kolları ve uzun boyuyla, kadınını, arzusunu koruyan bir kalkan gibi hapsederek bir koza oluşturdu. İnsanların içinde, çevrelerini saran sarhoşlar dansçılar arasında olsalar bile, sanki yalnızlarmış gibi hissediyordu. Her ikisi de hissettikleri duyguların arasında kaybolmuşlardı. Clay'in parmakları yeniden onun bacaklarının arasına döndü ve bu sefer iç çamaşırının altına uza-narak klitorisine dokundu. "Tam da burasıyla ilgili sevdiğim şeylerden söz etmek istiyorum sana, Julia," diye fısıldadı ateşli bir şekilde, boşta olan eliyle de onun poposunu sıkıca tutuyordu. "Anlat," dedi Julia. Sesi ümitsiz, ona olan ihtiya- cı inanılamayacak kadar fazlaydı. Sanki patlayacak- mış, onun okşamalarıyla bir roket gibi uçup gidecek- miş gibi hissediyordu. Bu, bir yabancının dokunuşu değildi, bir sevgilinin dokunuşuydu. Onu bilen, onu incelemiş, dinlemiş, ona zaman ayırarak kadınına zevk verecek her şeyi öğrenmiş bir adamın dokunu- şuydu. "Sevdiğim şeyleri söyleyeyim sana; parmakla- rım iç çamaşırına ilk dokunduğunda, beni istediğini söyleyen o ıslak noktayı pamuklu kumaşın üzerin- den bulmam mesela... Tıpkı şu anda olduğu gibi... sonra... sonra kadınlığının sıcaklığına ilk temas edi- şim..." Julia gözlerini kapattığında yıldızlar görmeye başlamıştı. Clay'in eline doğru yumuşak bir şekilde sallanmaya başladı, o da buna izin verdi. Onu dur- durmaya çalışmadı, çünkü hareketlerini yeterince gizli tutabiliyordu. "Üstelik dışarından o kadar yumuşak ve kaygan, içeriden de o kadar sıcaksın ki," diye mırıldandı ve söylediklerinin altını çizmek için parmağını içeri doğru itti; bu hareketi Julia'nın bacaklarını titretti. Ve o anda iç çamaşırın o kadar ıslanıyor ki, işe ya- ramaz hale geliyor." Bir başka iç çekiş, bir başka kesilen nefes, boğa- zına takılan bir inleme... Clay, "Sana bunu yapabilmeye bayılıyorum," derken, bir yandan da başparmağıyla klitorisini okşa- maya devam ediyordu. "Seninle tanıştığım geceden daha ıslak olmana, kulağına o güzel, leziz, mükem- mel vücuduna neler yapmak istediğimi fısıldayabil- meme ve bunların seni kollarımda titretebilmesine bayılıyorum." Bacaklarının arasına bütün dikkatini vermeye devam ederken, kadınının boynuna uzun bir öpücük kondurdu. "Ve parmaklarımı üzerinde, içinde ve her yerinde hareket ettirirken, vücudunun alevini ellerimin her yerinde hissetmeye bayılıyo- rum. Julia'nın karnı kasıldı ve bedeni sanki yıkılacak- mış gibi hissetmeye başladı. Daha da ıslaklaştı, daha da ısındı ve azgınlığının Clay'in elini ıslattığını his- sederek çığlığını zorla durdurdu. "İşte böyle, seni daha fazla hissedebiliyorum şu an, Julia, Giderek daha fazla azmaya başladığın za- man, sanki şelale gibi üzerime yağıyormuş gibi his- settirmene bayılıyorum.' "Şu an şelale gibiyim zaten," dedi Julia nefes ne- fese. Zevk dalgaları vücuduna yayılırken, göz kapak- larının altındaki dünya sıcak ve ışık patlamaları gibi görünüyordu. "Kendine dokunmanı izlerken, senin bana olan arzunu görebiliyorum," dedi Clay. Parmağı daha da derinlere gitmeye başladı. "Ve bacaklarının arasına kafamı gömdüğümde, sanki seni içiyormuş gibi his- sediyorum ve bu, bana hiçbir zaman yetmiyor." Julia artık kendine hâkim olamıyordu, sınırı çoktan geçmişti. O muhteşem patlama anı onu ele geçirdiğinde nefes nefese kalmıştı, ümitsizce bağır- mak istiyordu. Dişlerini alt dudağına geçirdi ve Clay anında eliyle onun ağzını kapattı. "Elime bağır, seni sadece ben duyabilirim," dedi kulağına, kulübün mü- ziği onların sırrını gizliyordu. Julia onun avucuna doğru inledi. Clay'in bir eli onun çıktığı zirvenin son dalgalarını okşarken, onu zevk ve aşk boşluğunun derinliklerine yollarken, di- ğer eli de mutluluk çığlıklarını susturdu. En sonunda, vücudu titremeyi kestiğinde, Clay onun eteğiyle bluzunu düzelterek elinde bıraktıkla- rını yaladı. "Sence ahlaki anlaşmanı ihlal etmiş mi- yizdir şimdi?" Julia güldü. "Eğer birisi bizi görmüşse, muhte- melen bütün edep kurallarını yıkmışızdır zaten." "Eğer bizi gören olduysa, umarım kıskançlıktan kalp krizi geçirmiştir, çünkü dünyanın en muhteşem kadını bana ait."
Sayfa 134
·
121 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.