ʙᴜ ᴅᴀᴠʀᴀɴışʟᴀʀıᴍı ᴄ̧ᴏᴄᴜᴋᴄ̧ᴀ ɢᴏ̈ʀᴜ̈ʏᴏʀʟᴀʀᴅı. ᴏʏsᴀ ʙᴇɴ ᴢᴀᴛᴇɴ ʙɪʀ ᴄ̧ᴏᴄᴜᴋᴛᴜᴍ, ᴄ̧ᴏᴄᴜᴋʟᴜᴋʟᴀʀıɴı ᴜɴᴜᴛᴀɴ ᴏɴʟᴀʀᴅı. "Dünyayı Sırtında Taşıyan Balık", Özgür Balpınar'dan okuduğum ilk kitap oldu. Kitabın yorumlarına ve puanına baktığımda beklentim çok yüksekti ve hemen hemen o düzeyde de sevdim kitabı. Önce konusundan bahsedeyim. Kitap Samed Behrengi'nin "Küçük Kara Balık" isimli kitabındaki en sevdiğim alıntıyla başlıyor. "Ben bilmek istiyorum; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar dolaşıp durmaktan mı ibaret; yoksa dünyada başka şekilde yaşamak da mümkün mü?" "Küçük Kara Balığı" okumuş ve sevmiştim. Ve bana kalırsa bu alıntı en güzel özet ve dersti kitaptan çıkarılabilecek. Sırf onun için bile okunurdu. Bu kitabın kapağını gördüğümden beri bana aynı kitap ve aynı alıntıyı çağrıştırmıştı meğer bir çağrışımdan fazlasıymış. Bu kitabı okuyacaksanız öncesinde veya sonrasında o kitaba da göz atmanızı tavsiye ederim. Yani "Dünyayı Sırtında Taşıyan Balık" da bu alıntıdan yola çıkılarak yazılmış gibi. Hatta kitapta Samed adında önemli bir karakter de var. Ana karakterimiz ve anlatıcımız Emir; annesi de babası da olmayan, kimliği olmadığından yaşını bile bilmeyen, işitme problemi olan, İran'da bir grup sokak çocuğuyla takılarak hayatına devam eden bir çocuk. Majid Ağa isimli yaşlı ve sokaklarda yaşayan bir adamla arkadaşlık kurmuş, ondan okuma yazma öğrenip kendini geliştirmiş, saf kalpli biri. Diğer sokak çocuklarının aksine hırsızlık, dilencilik gibi şeylerle işi yok ve arkadaşlarını ne kadar sevse de onlara da bu konuda karşı çıkmak istiyor ama biraz korkuyor. Özellikle de dışarıda askerler İran-Irak Savaşı için cepheye gönderilecek kimsesiz çocukları yakalarken. Fakat bir gün bir hayvan mağazasında bir fanusa tek başına konmuş kırmızı bir balık görüyor ve o balığa sahip olma, onu özgür bırakma arzusuyla yanıp tutuşuyor. Bundan sonra Emir'in kırmızı balığı ve kendisini içinde bulunduğu fanustan çıkarma hikayesini okuyoruz. Çünkü "dünyada başka şekilde yaşamak mümkün". Emir karakteri o kadar sevimli, masum, umut dolu, iyimser ki... Böyle onu sayfaların arasından çıkarıp bağrınıza basasınız geliyor. Ve ister istemez siz de umut doluyorsunuz. Yaşadığı onca güçlüğe rağmen inancına ve sevdiklerine sımsıkı bağlı, kendisine yaşama nedeni bulmuş bir çocuk o. Günümüzdeki Filistin meselesini bana hatırlattı bu kitap tekrardan. Gerçi unutmak mümkün değil ama sessiz kalıyoruz hepimiz bir şekilde. Emir öyle bir karakter değil, elinde avucunda bir şey yok, dayanacağı bir ailesi yok ama umutları var, hayalleri var ve bunlar için çabalıyor. Kitapta savaşlara, insanların arasındaki ayrımcılığa, din algısına, özgürlüğe, hayvana eziyete ve doğa katliamına, yoksulluğa, kısacası tüm güncel ve dünyadaki herkese dokunan konulara çok güzel bir şekilde değinilmiş. Bana hafiften "Uçurtma Avcısı" gibi kitapları hatırlattı ama onların çok daha yumuşak ve kalbinizi bir yerden kırarken bir yerden de onaran hali gibi. Biraz daha çocuk-genç kitabı gibi. Bu yüzden böyle bir beklentiye girilerek okunmalı. Ortaokul-lise çağlarında okunması özellikle faydalı ve keyifli olacaktır. Ama benim gibi o yılları geride bırakalı çok olanlar bile severek, ders çıkararak ve kendilerine bir şeyler katarak okuyabilirler. Sizi duygulandıracağına, merakta bırakacağına ve kolayca kendini okutacağına eminim...

Dünyayı Sırtında Taşıyan BalıkÖzgür Balpınar · Timaş Yayınları · 2020922 okunma

·

112 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sude Özer