Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Biz Seninle
biz senin, ancak bir su gibi yürüyebiliriz gökyüzüne. Tükendikçe belki biraz daha yükseğe, tükendikçe ağaçların kuru vücudunda. idrak edemediğimiz bir mevsimi yaşıyoruz... günlere, kısa ya da uzun demek mümkün değil. sevgilere de öyle. bil diye söylüyorum, Yangından kaçan kaplumbağaları tavşanlara çelme takarak kurtaramayız ama yine de, senin ağzının kenarı çok güzel, Yangını ve bu bilinmezliği göze alacak kadar güzel.. ... biz seninle, manzarayı kapatıyor diye kesilen o iki ağacız. bizi duyan orman yanıyor.. suyun tozunu çırpmıyor artık şelaleler, kuşlar konacak yer bulamıyor, şehirler taşınıyor yerlerinden. ben kalbimi ışıklar tek tek sönen o evlere benzetiyorum bu saatlerde; soğuk, tekin, kararsız.. bir şeyler düzelsin diye Ütü masası arayan asfaltlar oluyorum. kendisinden geçen kırmızı ışıklar.. Sana varamıyorum. Sana varamıyorum yine, sana dokunamıyorum… ama yine de, senin gözlerinin çok güzel Issızlığı ve bu karanlığı göze alacak kadar güzel. ... biz seninle, mezarlıkta iki açan çiçeksiz. makyaj yapmak gelmiyor içimizden ve bunu bilmek, kaldıramadığımız yükler veriyor sırtımıza... taşıyamadığımız tebessümler suratımıza. gözü açık ölen bir insan gökyüzünü seyrediyor olması, en çok bizi kahrediyor. hayatın bize sunduğu bu incelikleri, en çok biz sırat biliyoruz.. en çok bizim suratımız böyle solgun.. en çok bizim ihtiyacımız var makyaj yapmaya... ama yine de, senin ellerinin çok güzel, ellerinle gelen başka iklimler kadar güzel. ... biz seninle, bir yangına yağan iki yağmur damlası, sonu çoktan belli olan bu yağışa boyun eğmeyip ve sarılmak biraz da 'ateş dağlamatır' deyip kollarımızı bir yaranın Dikiş atması gibi açıyoruz birbirimize... sen de biliyorsun, belki biraz eczamız olsa, gerek kalmazdı bu kadar yangına Her aralı bulduğumuz kapıyı umut etmezdik, çünkü bilirdik; o kapıyı çarpıp birilerinin gittiğini, kapının bile kapanmaya cesaret edemediğini. düşüyoruz şimdi seninle birlikte bir yangının kalbine şimdi kaplumbağalar sana rast gelip beni anlıyorlar.. ... biz seninle, yan yana yaz kış demeden kilometrelerce yol yürüyen, ancak birbirine değmeyen elektrik telleri umudumuzu kaybetmemek için kuşları ağırlıyoruz, topraktan kuvvet alıyoruz.. sen ellerimi kıyılara çarpan dalgalar gibi tutuyorsun, seninle gelen her şey, Seninle tekrar gidiyor... kalbinin derinlerinde hiç sönmeyen bir meşale var! kuşlar kadar tedirginim seni severken, kuşlar kadar uzak, kırılgan.. içinde kendisini asan bir insanın, bu koca hayatta kaldı ancak ayırabildiği o tabure boşluğu dışında müphem... ama yine de, senin boynun çok güzel bir karıncaya, bir sancağa, kancaya ayrılan bir balığa yol vermek gibi güzel. ... biz seninle, koca bir hayat süren, Ancak hiçbir zaman güneşin doğuşunu izleyemeyen bir bina batı cephesi. bizi, bu tabure boşluğundan ancak malzemeden çalanlar ve bir fay hattı gibi kırılan bu kalbimizin ardında bıraktığı Sarsıntılar kurtarılabilir. ... böyle olmayacak daha anlatacaklarım bitmedi bir tabure çek altına hayatım.
·
3 artı 1'leme
·
219 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.