Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

52 syf.
9/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
GEÇMİŞE YOLCULUK-kitap yorumu
Stefan Zweig
Stefan Zweig
özlemimi giderdiğim bir eser oldu. Uzun zamandır okuyamıyordum Zweig çünkü elimde okuyabileceğim eseri kalmamıştı ve neredeyse çoğu eserini okuduğum için sınırlı seçeneğim var artık. Hepsini tüketmek istemiyorum ama külliyatını tamamlamak istiyorum kesinlikle. Konusundan kısaca bahsedersem; Hayatta tırnaklarıyla kazıyarak yol alan, kimya öğretmenliğini bitiren ve çok başarılı olan bir adam bir şirkette çalışmaya başlar ve burada patronu tarafından çalışkanlılığı dikkat çeker. Patron adamı kendi evine çalışmak için çağırır ve iş teklifi eder. Başta adam bunu bir ezilme gibi görüp gururuna yediremese de en sonunda kabul eder ve eve yerleşir. Eve taşınmasının ardından patronunun karısıyla tanışır ve bu ikili arasında uzun süreli itiraf edemedikleri bir tutku başlar. Bazı şeyler rayına oturup yasak aşkları birbirlerine itiraf edildiği sırada adama gelen bir iş teklifi her şeyi bozar. Meksika'ya 2 yıllığına gitmeyi kabul etmesi üzerine kadın ve adamı çok uzun soluklu , beklenmeyen kaderin cilveleri yüzünden uzadıkça uzayan bir ayrılık bekler. Bu ayrılık boyunca hayal gücü her zaman yeterli olur u, göz görmeyince gönül katlanır mı, aradan geçen dokuz yılın sonunda her şey aynı yerden devam edebilir mi bunları okuyoruz eser boyunca. Gerçekten yazardan bahsetmek istemiyorum çünkü çok sevdiğim ve ne yazsa düşünmeden okuyacağım bir yazar kendisi. Bir sürü eserini okumuş biri olarak içlerinde sevmediğim kitapları da oldu evet ama genel olarak dilini sevdiğim, bana iyi gelen, akıcı eserleri olduğunu düşündüğüm, psikolojik analizleriyle beni büyüleyen bir yazar. Bu eseri de çok akıcı ve kısaydı. Hemen bitti. Kitabın her şeyden önce konusu çok güzel bence. Çok ilgimi çeken ve ciddi insan psikolojisini ele alabileceğimiz bir konu. O tutkulu aşkı başlarda iliklerime kadar hissettim. Özellikle adam tarafından. Biraz saplantıya da kayan ama tam da saplantılı denemeyecek bir aşktı. Bence adam tarafından bakıldığında elde edememenin verdiği haz da vardı. Kadını arzulayışı çok yoğundu ve bunu içine gizli tutması onda bir aşk patlamasına neden oldu. Yazar öyle bir betimlemiş ki gerçekten çok ama çok etkileyiciydi. Yıllar geçse bile hala ondan vazgeçmeyişi aynı tutkusunun bir süre devam etmesi ve bu bir sürenin aslında çok uzun olması özellikle günümüz şartlarına göre.. Bir süre sonra vazgeçişi ama bu vazgeçişin kadından gelecek bir haberle yerle bir oluşu ve kadını tekrar görmesi, duyması , hissetmesiyle aynı hislerine geri dönmesi ya da döndüğünü sanması... Ben çok etkilendim. Aslında ikili arasındaki aşk devam ediyordu bence ama yaşanan olayların verdiği heyecan yok olduğu, aradaki yılların kapatamayacakları bir uzaklık açışı nedeniyle aynı şeyleri hissedemediler. O eski tutkuyu aradılar ama kaldıkları yerden devam edemediler. İnanılmaz bir sorunun cevabı gibiydi bence eser: Yıllar sonra bıraktıkları yerden aynı hislerle aynı iki insan devam edebilir mi? Edemiyormuş. Çünkü eser çok net bir şekilde anılar aynı kalsa, mekan değişmese de insanların değişeceğini ve o eski hislerin bir anı olarak kalacağını, aynı koşullarda beraberken o hislerin tekrar devam edemeyeceği cevabını verdi. Tek eleştriebileceğim şey eser çok kısaydı. Zweig genelde kısa eserler yazıyor evet ama bu ekstra kısaydı bence. Daha uzun olsa daha da etkilenirdim ama bir şeyler hep eksikmiş gibi hissettirdi nedense. Çok etkilensem de soğuk buldum bu kısa oluşunu eserin. Daha da içine girebilirdim çünkü konu ve yazarın mükemmel psikolojik analizleri çok güzeldi. Genel olarak beğendiğim bir Zweig eseri oldu. Favorilerime giremedi ama ucunda kaldı diyebilirim. Daha uzun olsa net girerdi. Bence okumalısınız. Kafa dağıtmak için, psikolojik analiz eserleri okumayı seviyorsanız yada Zweig'ın diğer eserlerini okuyup beğendiyseniz bunu da çok beğenirsiniz.
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,7bin okunma
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.