Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

536 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yılın kitabı seçildiğinden beri okumak istediklerim arasında bulunan Yarın ve Yarın ve Yarın'ı elimde tutarak okuyabilmek için çektiğim eziyetleri anlatmaya kelimeler yetmez. Meşakkatli yollar aştım ve sonunda kitabı elime aldım. Çok büyük bir heyecan ve merakla okumaya başladım. Kitapla ilgili yaptığım ilk çıkarım maalesef ki Normal People'a benzediği oldu. Aklımda bu düşünce ilk belirdiğinde hayır, saçmalama, böyle bir şey olamaz, şeklinde itirazlarla kendimi dizginlemeye çalıştım ama oldu. İlişkinin dinamiği, anlatımdaki zaman kaymaları, bakış açısının devamlı değişmesi açısından tamamıyla Normal People'a benzettim. Tek farkla, Normal People'da yapılmaya çalışan ama tiksindirici olan her şey bu kitapta çok başarılı bir şekilde işlenmişti. Bu yüzden bu benzerliğe çok da takılmadan mutlu mesut okudum. Ama bir yere kadar mutlu mesut okudum çünkü kaçınılmaz olan gerçekleşti ve Gabrielle Zevin emek emek inşa ettiği bu dünyaya şaaaap diye tam ortasından SIÇTI. Sam ve Sadie'nin ilişkisindeki küslük, sevgi, nefret, aşk gibi duyguların nedenini; birbirlerine tamamen açılamama nedenlerini çok iyi anlayarak ilerledim. Ve bu yüzden onlara kızamadım. Bazen konuşarak çözülemeyecek sorunlar vardır. Zaman geçtikçe, insanlar olgunlaştıkça sorunları geride bırakır ya da bırakamaz. Ama kitapta bu şekilde gelişmedi ve karakterler zaman geçtikçe iyice çocuklaşıp mahvolmaya başladılar. Hele Sadie'nin evli, kendinden yaşça büyük, iğrenç bir kişiliğe sahip olan Dov'la ilişkisi için Sam'i yıllarca suçlaması o kadar aptalcaydı ki Gabrielle'in suratına kitabına sıçtığı gibi sıçasım geldi. Daha sonrasında Sadie'nin Marx ile birlikte olması, hamile kalması, Marx'ın ölümü ile bu iğrençlik iyice perçinlendi. Buradan istenmeyen hamilelik yazan bütün kadın yazarlara seslenmek istiyorum: Sizce bu güzel bir şey mi? İstenmeyen hamileliğe neden bu kadar meraklısınız ruh hastaları? Özellikle Gabrielle sen tam bir beyinsizsin çünkü bu istenmeyen hamileliği bir değil iki değil tam üç kere yazmışsın. Tam üç kere, istemeden, hamile kalasın tez zamanda, Amin. Buraya kadar anlattıklarım dışında canımı sıkan o kadar çok şey var ki... Örneğin Sam'in ayağı ampute edildiğinde Sadie'nin kızgınlığı yüzünden Sam'le asla ilgilenmemesi bunlardan biri. Hiçbir arkadaşıma asla böyle bir şey yapmazdım. O kadar gaddarca ve düşmancaydı ki! Sam'in yerinde olsam bunu asla affetmezdim. Yine bir örnek, Dov'la sado mazo ilişkiler yaşayan kişi kendi hür iradesiyle Sadie iken bu ilişkinin sorumlusu nasıl saçma sapan bir şekilde Sam oldu hiç anlam veremedim. Yok cd'deki yazıyı görmüş de yok motoru istemiş de... Siktir orospu! (affetmenize gerek yok.) Bir diğeri Marx gibi mükemmel bir karakterin yok yere Sadie ve Sam'in arasına girmesi ve yine yok yere öldürülmesi. Bitch what?! Mükemmel karakterler tabii ki yerli yersiz ölebilirler burada hiçbir sorun yok ama bu ölüm tamamen yok yereydi. Guess what cunt Sadie? Senin ve Marx'ın hayalini gören kimdi? Seni bulmak, seninle azıcık bir interaksiyona girmek için mmorpg yapan kimdi? Kim yıllar boyu sadece seni özledi? Kim evinin önünde ışıklarını izledi? Kim? Sen Dov'la bile arkadaşlığını sürdürürken senin kahrını, özlemini Sam çekti. Sadece kitabın mükemmel ilk yarısının hatırına, hiç bilgisayar oyunu oynamayan beni bu konuda heyecanlandırması hatırına, anlatımının güzel olması hatırına bu puanı veriyorum. Yoksa bombok insan ilişkilerini okumak zerre hoşuma gitmedi. Kitabı bulmak için verdiğim onca çabaya da 186 lirama da değmezmiş.
Yarın, ve Yarın, ve Yarın
Yarın, ve Yarın, ve YarınGabrielle Zevin · April Yayıncılık · 202443 okunma
·
81 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.