Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir keresinde Pasinler'in bir köyüne gitmiştir, köylüleri ziyaret edecek, sohbet edecek gidecektir. Köyde bir evde ahaliyle sohbet etmektedir, oysa dışarıda başka bir tecelli vardır. Dışarıda köylerde çerçilik yapan bir zat vardır, o da köye gelmiştir, tütün satacaktır. Fakat bu çerçi, hemen hiç ayık gezmeyen birisidir. Meydanda kimsecikleri göremeyince, köylülerin nerede olduklarını soruşturur. Ahalinin, köylerini teşrif eden bir kamil insanın sohbetinde olduğunu öğrenir. Gönlüne bir ilim aşkı düşer, "ben de gideyim de şu Allah adamından bir ilim öğreneyim" diye düşünür ve sohbet edilen mahalle gelir. Böylesi ilim meclislerinde daha evvel bulunmadığından, usûl ve erkanı bilmemektedir; gelir başköşeye, Vehbi Efendi'nin hemen yanı başına oturur. Vehbi Efendi, bu yeni misafire merhaba eder, gönlünü alır ve sözüne kaldığı yerden devam eder. Bu konuşmalar, iltifatlar ve aktarılan bilgiler, çerçinin aşina olduğu hâller değildir, şaşkındır. Bu şaşkınlık mest hâlini daha da ziyadeleştirir, aşka gelir ve ikide bir, "Allah adamı, ben sana kurbanım!" tarzında naralar atar... Sohbetin mehâbeti bu naralarla kaybolur. Oradakilerden bazıları söylenirler, nerden geldi bu adam derler, hor görürler; fakat Vehbî Efendi de sözüne sohbetine devam eder... Çerçinin naraları, huzurda bulunanların söylen mesi artınca sohbet de kesilmek zorunda kalır. Mecliste derin bir sessizlik olur. Neden sonra işin farkına varan çerçi kalkar, şöyle bir etrafa bakınır ve meclisi terk eder. Beklenmeyen misafir dışarı çıkınca hâzirûn söylenmeye, beden diliyle öfkelerini dile getirmeye başlar. Bunun üzerine Vehbi Efendi şunu söyler: "Bre âdemler, nedir bu hâliniz! Niçin horlarsınız zavallıyı? O içtiği meyle sarhoş olmuş, ne yapacağını bilmez. Eğer bütün haramlar, mey gibi sarhoş etseydi, acaba burada kaç kişi ayık kalacaktı?" "Mey gibi her bir harâmın sekri olsaydı eğer Ol zaman ma'lum olurdu mest kim hûşyar kim."
·
1 artı 1'leme
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.