Gönderi

Ben bütün bunlara niçin katlandım?.. Niçin o, o edepsiz bedeniyle huzur içinde uyurken ben hala burada yatıp kendi kendime eziyet ediyorum?.. Niçin derhal odasına dalmadım ki ayıbını bildiğimi anlasın?.. Niçin orada onun kemiklerini kırmadım?.. Zayıf olduğum için... Korkak olduğum için... O ikisine karşı her zaman zayıf oldum... her şeylerini bağışladım... kendi hayatımı mahvetsem de onlarınkini kolaylaştırdığım için gurur duyuyordum ya... parayı tırnaklarımla kazıyarak kuruş kuruş kazandım... sırf onları hoşnut göreyim diye etimden et koparsalar razıydım... fakat onları refaha kavuşturur kavuşturmaz benden utanmaya başladılar... artık beni yeterince şık bulmuyorlardı... onların gözünde cahildim... kendimi nasıl eğitebilirdim ki? Daha on iki yaşındayken beni okuldan aldılar, para kazanmak zorundaydım, para, para, para... Önce örnek malları taşıyarak köy köy dolaşma, sonra kendi işimi kuruncaya kadar o kent senin bu kent benim, pazarlamacılık yapmam gerekti... Sonra yükselip de kendi evimize sahip olur olmaz artık benim eski, onurlu soyadımı beğenmez oldular, kendime Komisyon Danışmanı, Yüksek Danışman unvanı satın almak zorunda kaldım, sırf hanımefendiler Bayan Salomonsohn olarak çağrılmasınlar, kibarlık taslayabilsinler diye ... Kibarlık! Kibarlık! Onların bu kibarlık taslamalarına, 'seçkin' çevrelerine karşı çıktığımda, annemin, ruhu şad olsun, evi sadece babam için ve bizim için nasıl sessiz, alçakgönüllü, çekip çevirdiğini anlattığımda benimle alay ettiler... eski kafalı olduğumu söylediler... 'Sen eski kafalısın babacığım' diye hep alay etti Erna benimle... eski kafalı, evet... ve şimdi yabancı erkeklerle, yabancı yataklarda dolaşıyor, benim çocuğum, benim tek çocuğum... Ah, nasıl bir utanç bu, nasıl bir utanç...
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.