Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Senin amerikan espri anlayışından haberin yok...
Patronunun yazdığı tavsiye mektubunu edison'a uzattıktan sonra da geleceğiyle ilgili verilecek kararı beklemeye başlar. Mektupta şöyle yazmaktadır: "Bu dünyada iki büyük dahi tanıyorum. Biri sizsiniz Bay thomas edison. Diğeri de size gönderdiğim bu genç mühendistir." Cebinde sadece dört sent parası olan genç Tesla için bu işi alabilmek hayati önem taşır ancak edison referans mektubunda yazanlara ikna olmaz hatta garip görünümlü bir çaylağın kendi dehasıyla kıyas edilmesinden büyük rahatsızlık duyar. Tesla'ya dönerek, kendisine sunabileceği bir çalışması olup olmadığını sorar. Ceketinin cebinde beklettiği eskimiş bir kağıdı edison'un çalışma masasına koyan Tesla, alternatif akıma dair yaptığı keşfi anlatmaya başlar. Ancak hem çizimi hem de anlatılanları saçma bulan edison, Tesla'yı daha fazla dinlemeye tahammül edemez ve şöyle der: "Dinamolarına komütatör koymayı unutmuşsun. Bu motor asla çalışmaz. Ardından bütün ilgisini önünde bekleyen diğer kağıtlara veren edison, Tesla'nın sessizce odasından çıkmasını bekler, oysa Tesla hiçbir yere gitmeyecektir. Son kez başını Tesla'ya kaldıran edison, karşısındaki cahil mühendisin az önce yaptığı hataya dair bir özür dileyeceğini düşünürken, Tesla'nın cevabı günümüzdeki tüm teknolojik gelişmelerin temeli niteliğindedir: "Komütatöre gerek yok. Bu alternatif akımın benim tarafımdan geliştirilmiş bir çizimi." Çizime bu kez başka bir gözle bakan edison kısa bir süre düşündükten sonra Tesla'nın çizimlerini çalışma masasının kenarına doğru iter ve alternatif akıma dair hiçbir yorum yapmadan şu soruyu sorar: "New York'a gemiyle mi geldin?" Tesla başını evet anlamında sallayınca edison devam eder: "O zaman limanda bekleyen S.S. Oregon'u görmüşsündür. Bu geminin dinamolarını en hızlı şekilde tamir edebilir misin?" Tesla düşünürken edison ekler: "Bu işi becerebilirsen sana elli bin dolar ikramiye veririm." Limana çakılı bekleyen devasa geminin tüm dinamolarını kısa sürede tamir edebilmek neredeyse imkânsızdır ancak Tesla için imkânsız diye bir kavram yoktur ve edison'un teklifini kabul eder. Cebindeki dört sentle başladığı işinde gece gündüz demeden haftalar, aylar boyunca çalışır. Geceleri uyumamak için sürekli kahve içer hatta vücuduna düşük voltajlarda elektrik vererek ayık kalmaya çalışır. Aynı dönemde edison tarafından seri üretime geçirilen doğru akımla aydınlanan New York şehrinde elektrik kazaları yaşanmaya başlamıştır. Etrafta duran kablolar tehlike saçarken, şebekeler iyi çalışmadığı için ortaya çıkan ses, atları bile ürkütür hale gelmiştir. Elektrik kavramı henüz tüm insanlık için gizemini korurken, Tesla olabilecek tüm gelişmelerin farkındadır ancak maddi olarak ayakta kalabilmek adına patronu edison'un kendisine verdiği işi en hızlı şekilde bitirmek zorundadır. Nihayet Edison'a muazzam kar getirecek S.S. Oregon'un dinamolarını başarıyla onarır ve şirket tarafından ödenecek paranın onda birine bile tekâmül etmeyecek olan elli bin dolar ikramiyesini ister ancak edison gülerek cevap verecektir: "Senin Amerikan espri anlayışından haberin yok sanırım." Kimsesiz ve takıntılı bir genç mühendise verdiği sözü umursamayan edison'un bu tavrı Tesla'nın gururunu kırar ve paraya çok fazla ihtiyacı olsa da aynı gün istifasını vererek şirketten ayrılır. Böylece hayat boyu sürecek olan bir savaşın ilk fitili de ateşlenmiş olur. Elektriğe dair hiçbir fikri olmayan insanlığı elektrik savaşları bekliyordur.
Sayfa 33-34 | Destek YayınlarıKitabı okudu
·
563 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.