#kanvetaşınlaneti “Çünkü hem seni sevmek hem de halkıma iyi bir kral olmak… İkisini aynı anda nasıl yapacağımı bilmiyorum ve bu, kılıca dahi dokunmadan her gün verdiğim amansız bir savaş. Ama şimdi anlıyorum ki eğer seni kaybetmek anlamına geliyorsa asla kral olamayacağım.” #kitapyorumu Kalemini çok sevdiğim K.A Tucker’ın fantastik türünde yazdığı #kadervealev serisinin ikinci kitabı Kan ve Taşın Laneti kitabının yorumu ile geldim. Yazarın akıcı kalemi ve muazzam kurgusu sayesinde ilk kitabı bitirdiğim andan itibaren sabırsızlıkla beklediğim kitapların başında geliyordu. İkinci kitap ilk kitaba göre daha yavaş geçti diyebilirim. Çoğu kısım genellikle yolda geçtiği için çok bir olay aksiyon olmadı ama Romeria ve Zander’ın diyalogları o eksikliği benim için kapattı. Bir mücevher hırsızıyken istenmeyen kraliçenin yerine geçen Romeria, herkesin gözünde bir haindir. Durum böyle olunca da genç kadın Cirilea’dan kaçar. Tabi Zander ile birlikte. Romeria’yı ölümden kurtarmak pahasına tahtını geride bırakan İslor kralı Zander, kehaneti gerçekleştirmek için Venhorn dağlarına doğru yola çıkarlar. Ölümlüle ve ölümsüzlerin bir arada yaşayabilecekleri bir ülke olabilmek için Zander’ın tahtı yeniden kazanması, Romeria’nın ise keşfettiği gücünü doğru bir şekilde kullanabilmesi lazımdır. Romeria ve Zander birbirlerine ne kadar karşı koymak isteseler de aralarında gözle görünen bir çekimi hem onlar hem de biz okuyanlar fazlasıyla hissettik. İslor’da, ölümlüler ve ölümsüzler arasında bir değişim olacak ve bunun mimarları da çiftimiz olacaktır. Fantastik türü zaten çok severim ben ama böylesi iyi kurgular olunca da ayrı keyifli okuyorum. Merakla ve sabırsızlıkla üçüncü kitabı bekliyorum artık ve sizlere de elbette gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum

Kan ve Taşın LanetiK. A. Tucker · Artemis · 202421 okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hülya Özer