Gültuğba: Ahhh benim en uzak gurbeti gösteren sılam kendimi bulduğum her yerde ,kayıp bir evreni ararken kullandığım pusulam sen yerini bilirsin ;git ve bana güldüğümüz bir memleket getir ! bana ,ikinci kişiye giden tek kişilik bir yolculuk getir, Getir bana ,belki biraz beyaz belki biraz mavi bulutların oynaştığı, henuz kimsenin gözlerinin değmedigi...

Ahhh benim en uzak gurbeti gösteren sılam kendimi bulduğum her yerde ,kayıp bir evreni ararken kullandığım pusulam sen yerini bilirsin ;git ve bana güldüğümüz bir memleket getir ! bana ,ikinci kişiye giden tek kişilik bir yolculuk getir, Getir bana ,belki biraz beyaz belki biraz mavi bulutların oynaştığı, henuz kimsenin gözlerinin değmedigi tren camları getir. ve ölümden hafif ,yaşamaktan ağır, ve yalanlardan hafif ,gerçeklerden ağır, Ağır....ağır....ağır ... Yükünden habersiz hafif tren katarları getir. bilsen nasil içimi kemirir kuşkusu yalnızlığın, ne kazandırdığını anlamak ....bilmek ....kaybediyor olmanın.... ben sözlerinden önce gözlerini işittim. Susardı insan.... susardı bir bilmeceye , Göğsünü karanfil ve tütün kokulu bir leşe açıp bir keşmekeş sancıya sarılır ...sarılır.... susardı gece ben geceleri sadece gözlerini dinlerdim. Bir gece gözlerinin üzerinde uyurken ; ben bir düş gördüm, uyuduğumu bilmeden sıfır kere bir; iki ediyordu, iki kere iki ise sıfır. gırtlağımda ,canımın kekremsi tadıyla başladı tat alma duyum simdi beş duyuma hükmediyor varlık bilincimin açlığı çimlenmiş ,küflenmiş ve yeniktir sevdanın buğday tohumları , sabahın zehirli sularıyla mayalıdır hamuru, Açlığımı ;giderek daha çok besliyor, kendimi öğüttüğüm değirmenler Varlığımı oluşturan netlik ; et giydirilmiş kemikte çokça düşünceyim, Yokluğunu oluşturan bulmaca ; yalnızlık ,coğulluk ve biraz benim. insanlığın kalın derisiyim , ve derimde sürüngen aşk ! çatal dilli ,bilincime zırh gibi pullar kaplayan sürüngen aşk! Kanatlarla evrimleş ve anka kuşu ol ! Anka kuşum; ateşin derisiyle giydir çıplaklığını aşkın! köpek gibi sevenler ;aşkı havlayarak uzaklaştırır! kuşlar misali özgür sevenler; uçurarak ..... ben insan kadar sevdim; hatalarla ve doğrularla aşkın derisinde irili ufaklı yaralar açarak..... Şimdi yalnızlığımı köpek gibi seveceğim ! aşkın derisini yalayarak iyileştireceğim, kan ve pişmanlık yutarak ! Ve mehtaba uluyarak ! sonra dönüp; İnsan yüzümle yüzleşeceğim ! Cesaretten zırh giyinip mücadele edeceğim, Ne kadar bedel talep edilirse hepsini ödeyeceğim, bütün duvarlara saçlarımdan asılıp, bütün perdeleri elime yüzüme bulaştırıp, yanılgının hızarlarıyla boydan boya yüzülüp, kalp kırıklarında parça parça dağılarak ..... bütün sigara küllerini yutup ,sonra tekrar kusacağım, bütün şarapları içip sonra tekrar ayacağım , Ve anka kuşu gibi yeniden olup ....yeniden olup ....yeniden olacağım! Sonra.... Beni ,kimsenin gözlerinin henüz değmediği bir yerlere götüren bir tren camı önünde duracağım, Avuçlarını yüzüme basıp alev yutacağım , Sonra dönüp;İnsanlığından öpeceğim ! kadınlığımı unutarak .... gözlerinin içini öpeceğim ! dudaklarını unutarak ...... Her nereye gitsem....benimle geliyorsun , Varlığın; yokluğunun bulmacası, yokluğun ; varlığının netliğidir ! Ben sana gelemedim .... Gittiğim yerde sen, beni bana bırak

··

127 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gültuğba