Gönderi

"Bacaklarını aç benim için." Julia lavabonun üzerinde oturuyordu. Ellerini ha- reketsizce karnının üzerinde tutarak bacaklarını iyi- ce açtı. Clay, onun eteğini beline kadar sıvadı ve iç çamaşırının dışı boyunca burnunu gezdirerek onun kokusunu içine çekti; duyularını tamamen Julia'nın kontrol etmesine izin verdi. Julia derin bir iç çekti ve onun zevkinin sesi Clay'i elektrik gibi çarparak adeta delip geçti. Clay yukarı baktı ve Julia'nın gözlerinin kapan- dığını gördü. "Beni izle," diye emretti. Elleriyle kal- çalarını kavradı. "İç çamaşırın üzerindeyken seni bo- şaltmamı izle." "Bana ne yapacaksın?" diye sordu Julia nefes ne- fese kalmış bir sesle. "Sana ne yapacağımı az önce söyledim. Şaka yap- tığımı mı düşünüyordun?" Julia kafasını hayır anlamında salladı ve Clay dili- ni onun sıcaklığıyla çoktan ıslanmış olan çamaşırının kenarında gezdirdi. "İç çamaşırın olmasına rağmen, senin tadını alabiliyorum," diye mırıldandı, ağzı ona dayalı bir şekilde. "Oraya dokunmadan bile, seni tit- retip kıvrandırabiliyorum." Julia çılgınca bir hazla inledi. "Yapabiliyorsun. Evet, yapabiliyorsun." "Beni, şu anda çok istiyorsun değil mi?" dedi Clay, klitorisinin şişkin hatlarına doğru diliyle dokunarak "Evet," diye bağırdı Julia ve bağlı elleriyle onun saç- larına uzanarak birkaç tutamına dokunmayı başardı. Clay ona baktı. "İzin ver," diye hırladı. "Zevkini kont- rol etmeme izin ver." Clay ağzını, Julia'nın bacaklarına geri döndürdü ve pamuklu kumaşın üzerinden onu bir kez daha tattı. O kadar ıslaktı ki, kumaş sırılsıklam olmuştu. Onun hazzının kokusu içinde baştan ayağa yıkandı, yoğun bir arzu damarlarında dolaşıyordu. Ellerini bacakla- rının iç kısmına götürerek, bacaklarını sonuna kadar açtı; ıslaklığına hızlı ve küçük hareketlerle vurdu. Sanki kumaş parçası artık orada değilmiş gibiydi. Julia'nın sıvılarını dilinin üzerinde hissedebiliyordu, arzusu o kadar güçlüydü ki, Clay her dokunduğunda Julia daha da fazla bağırıyordu. Nefes nefese, Clay'in saçını kavramaya çalıştı tekrar. Clay onun ellerini na- zikçe uzaklaştırdı. "Kendini bırak," dedi sertçe. "Ken- dini bırak, böylece seni oraya götürebileyim." "Beni oraya götür Clay," diye inledi Julia, bacak- larını onun suratına doğru kaydırarak zevkin kaynağı- na yaklaşmaya çalıştı. "Lütfen, beni oraya götür." "Götüreceğim, güzelim. Her zaman götüreceğim," dedikten sonra dudakları, iç çamaşırı hâlâ yerinde ol-masına rağmen nefis bir tadı olan ıslaklığa geri döndü. Elini, poposunun altından geçirerek ona sıkıca tutun- du ve dilini klitorisine daha sert bir şekilde bastırarak Julia kasılana kadar yaladı, öptü ve tattı. Julia bağırdı, ağzını açıp gözlerini kapattı. Bedeni onun için kıvranıyordu. Hareketleri yavaşladığı zaman Clay ayağa kalktı ve onun iç çamaşırını çıkararak kendi burnuna götür- dü, "Çok güzel kokuyorsun," dedi ve küçücük çama- şırı cebine soktu. "Bu, artık işe yaramaz." Julia'nın dudakları tatlı bir gülümsemeyle yuka- rı doğru kıvrıldı. "Peki, ya beni yeniden azdırırsan? O zaman salonda bacaklarımın arasından ıslaklığımı akıtarak mı gezeceğim?" Clay, onu boynundan öpecekmiş gibi yaklaştı ama kulağına yöneldi. "Öyle bir şey olursa bana söylersin, ben de elimi bacaklarının arasına götürüp ıslaklığınla elimi kaplar sonra da yalayarak onu temizlerim." Julia derin bir nefes aldı. Tepkisi bu fikrin hoşuna gittiğini söylüyordu Clay'e. "Seninle şimdi sevişmemi istediğini zannediyor- dum?" "Hem de çok fena." "Seninle sevişeceğim," dedi Clay, onun yanağını okşayıp parmaklarını pürüzsüz teninde gezdirerek. "Ve şu zamana kadar sevişmelerimizin, becermekten öteye geçmediğini biliyorum ama şimdi, seninle sade- ce sevişeceğim." "Şu anda senden istediğim şey tam da bu zaten. Senden istediğim tek şey bu," dedi Julia, yüzünü onun eline doğru yaklaştırırken, sesi dürüstlük ve ihtiyaçla doluydu. Sonra bağlı olan ellerini öne doğru uzatarak, "Peki bunlar ne olacak?" diye sordu. "Kollarını boynuma dola," diye talimat verdi Clay. Julia soru sorarcasına bir bakış atarken bağlı el- lerini havaya kaldırdı. Clay kafasını uzatarak onun kollarının arasından geçirdi ve Julia'nın elleri Clay'in boynunun arkasında kalınca, "Böyle mi?" diye sordu Julia. "Evet. Şimdi seninle sevişirken beni bırakamaya- caksın," dedi Clay ve elini boxerının içine götürerek sertleşmiş aletini bir kez daha özgür bıraktı. "Ama seni bırakmak istemiyorum ki zaten," dedi Julia ve bunları söyleyebilmesi, seks hakkında bile olsa bu kadar özgürce konuşabilmesi, ona sanki yep- yeni bir kadın olmuş gibi hissettirdi. Bütün o diğer şeyleri anlatmak her ne kadar zor ve yürek parçalayıcı olsa da omuzlarından korkunç bir yükü almıştı, şimdi uzun zamandır yaşamadığı bir özgürlüğü tecrübe edi- yordu. Hissettiklerini korkmadan söyleyebilirdi. Üs- telik Clay'in gözlerindeki o yumuşak ve aç ifadeden, Julia'nın bu halini çok sevdiğini görebiliyordu. "İyi. Senin, bunu hissetmeni istiyordum," dedi ve aletini tutarak baş kısmını onun ıslak kıvrımlarına sürttü. Julia tekrar zevkle bağırdı. "Seni çok istiyorum, Clay. Lütfen." "Biliyorum," dedi Clay, sertleşmiş aletini sıcak ıs- laklığa boylu boyunca sürterek. Julia, ona her şekilde ne kadar çok güvendiğini bilmesini istiyordu. O anda ona hazzı ile ilgili güveniyordu, bu yüzden bacakları- nı daha da fazla açtı. "Ben, seninim," diye fısıldadı, gözlerini onunki- lerden ayırmadan. "Bana nasıl istiyorsan, öyle sahip ol." Clay kuvvetli bir nefes verdi, Julia'nın boyun eğ- mesi onu havaya uçurmuştu. "Sen, benimsin," dedi, sesi kaba ama içine doğru girerken dokunuşu yumu- şacıktı. "Aman Tanrı'm," diye inledi Julia. "Bana kendimi çok iyi hissettiriyorsun." "Fazla uzun bir zaman oldu," dedi Clay, ama yine de içine yavaşça girdi ve Julia yavaş yavaş doldurul- ma hissinin tadını çıkardı. Clay'in aleti çok sert ve çok kalındı ve Julia vajinasının esnediğini hissedebi- liyordu. "Artık sensiz boşalmak istemiyorum," diye fısıl- dadı Julia. "Bensiz boşalma." Clay kendini onun içine göm-dü, iyice derinlere dalarken kalçalarına sıkıca tutun- du. Julia hareket edemiyordu. Kalçalarını tutuşundan, onun ensesinde kenetlenmiş ellerine kadar Clay'in kontrolündeydi ama Clay onunla ilgileniyor, tıpkı daha önce yaptığı gibi nefis, azdırıcı bir şekilde içine girip çıkıyor, kalçalarını acele etmeden hareket ettiri- yordu. Ona doğru gidip gelirken, Julia da onunla birlikte hareket etmeye başladı ve birlikte hassas bir ritim ya- kaladılar. Clay onun boynuna doğru inledi ve elbise- sinin askılarını aşağı indirdi. "Bayılıyorum bu şekilde olmasına," dedi, dudaklarını Julia'nın çıplak omzu boyunca gezdirerek. "Neden beni bağlamayı seviyorsun?" "Çünkü." Güçlü eliyle, Julia'nın kafasının arkası- nı kavradı. "Çünkü sana karşı hissettiğim şeyler o ka- dar kontrolsüz ki, bu yeniden kontrolde hissetmemin tek yolu." Clay'in bu sözleriyle ürperdi Julia. "O zaman, kontrol et beni," diye fısıldadı ve sırtını dikleştirerek ona bu ihtiyacını karşılayabileceğini gösterdi. "Çün- kü," diye başladı sözlerine onu taklit ederek, bedeni boyunca kıvılcımlar dolanıyordu, "Bana yaptığın her şeye bayılıyorum." "Buna da bayılıyor musun? Seninle böyle seviş- meme bayılıyor musun? Çünkü yaptığım şey tam an- lamıyla bu, sevişmek.""Biliyorum," dedi Julia nefes nefese ve sırlarını açıkladığı bir geceden sonra gerçeği daha fazla sak- layamadı. "Yapıyorsun ve ben, buna bayılıyorum, çünkü her şeyi hissediyorum. Sana karşı her şeyi his- sediyorum," diyerek o iki kelimeyi söylemeye olabil- diğince yaklaştı. Clay'in nefesi kesildi. "Tanrı'm, Julia. Sana karşı her şeyi hissediyorum. Her şeyi. Ve tekrar senin zev- kini istiyorum. Benim üzerimde boşalmanı istiyorum. Bana bunu sana tekrar tekrar yapabileceğimi ve sana her şeyi hissettirebildiğimi göster." Haz bütün vücudu boyunca dolanıp vücudunun bütün köşelerine ulaştı; karnına, göğüslerinin içine, kalçalarının arasına. Ayak parmaklarına bile. "Bana her şeyi yapabilirsin!" diye bağırdı Julia ve sınıra ulaşmak üzere olduğunu hissetti. Clay'i olabildiğin- ce yakınına çekebilmek için onu saran kollarını sıktı. Clay ona tutundu, aleti hâlâ onun içine gömülü hal- deydi. Sevişmenin yoğunluğu Julia'nın o kadar de- rinlerine dokunuyordu ki; vücudunun tamamını ele geçirmekle tehdit eden, hiçbir zaman bitmeyecek saf orgazmın keyfiyle yıkandığı bambaşka bir dünyaya, başka bir diyara gelmişti. Kafası arkaya yaslı, ağzı sonuna kadar açıkken, Julia çıkardığı sesleri minimumda tutmaya çalışıyor- du, ancak haz dalgaları onu ele geçirirken çabası fay- dasız kaldı ve gürültüyle doruğa ulaştı. Clay, onu ta- kip etti, son bir kez onun içine girerken vücudu titredi,göğsü kabardı. Julia asla ona yeterince yakın olama- yacakmış gibi hissediyordu. Asla. "Sana yardım edeceğim," dedi Clay, sesi, yerine getirmekte zorlanacağı bir söz veriyor olsa bile güçlü çıkıyordu. "Söz veriyorum. Seni bu durumdan kurtar- mak için bir yol bulacağım, sonra da eski erkek arka- daşını bulacağım." Julia, Clay'in bunları yapıp yapamayacağını bil- miyordu, ancak bunu yapmak istemesi bile ona âşık olması için bir sebep daha vermişti Julia'ya.
Sayfa 121
·
159 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.